zaman beni yitirmeye sürüklerken
tırnaklarımla içinde kalmaya direndiğim mekan,
ellerime yabancılaştırdı kendimi
ve içinde olmakla dışında olmanın hikmetini
olmadığımda anladım.
yöneldiğim her zevahir,
kendisini aşarak dönüştü
bana sahip bir özneye
ve üşüştü kaygıdan tecessüm eden kargalar
sahip olduğum tek şeyi:
hiçliğimi aldılar.
lütuf dolu olduğu söylenen kapalı avuçlar
açıldığında bana benden bir lanet zerk ettiler.
hala bu zehrin etkisinden mahmur iken,
panzehrin ben olduğunu
kendimi yitirdiğimde anladım.