Kır çiçeği kokan boynuna
Çocukluğumu astım kimseler görmeden
Bir sandal geçti alaca renklerle
Ardından zehre dönüşmese ruhum
Tutup öpecektim seni saçlarından
Fakat kırlangıç yuvası bozmaya niyetim yok
Alışmak bir hayaletin göğsüne yatmak gibi
Boşluğun ve yokluğun şarkısına eşlik etmek
Bütün imgeler mezarlığa dönüşüyor suskunluğunda
ismim bir küfre benziyor zamanla
Oysa zaman anı bölmekten başka neye yarar
Uzak bir şehre yabancıymışım gibi nefes alıyorum
Damağımda yıllar öncesinden kalma bir acizlik
Hangi yarayı okşamış ki anason bana merhamet etsin
Durup dinlenmek gerek her sevişme arefesinde
Ve parmak uçlarına dokunmak evrenin.