sana da demiştim geçen gün annem aradığında, "h. nasıl" dedi, biraz geçtikten sonra da "i. nasıl" dedi, daha sonra da 'aa bu ne yedi kocalı hürmüz gibi neyi kimi soracağımı şaşırdım' dedi sinirlendi ve güldü. he işte annemin o sinirlenip gülme tepkisi var ya, al işte onu kopyala yapıştır üstüme. çünkü öyleyim sinirden gülüyor gibi, mutluluktan ağlıyor, ağlayıp mutlu oluyor gibi gibi. tezatlık kavramından anladığım ölçüde düşün beni. ölüp ölüp dirilmek ya da dirilip dirilip ölmek gibi. benim için tüm tezatlar ve tüm mübalağalar "yeterli sayıda stok"ta. yazının başında "sana da demiştim" diye başladım, sana da? sen kimsin? h. mi i. mi? teoride iki yılımı verdiğim pratikteyse en az 60 - 70 yıl verdiğim h. mi, yoksa 60 - 70 yılımı geri geri sardırıp "haydi yeniden yaşayalım" diyen i. mi? kendisinden gittiğimi henüz anlayamayan h. mi, yoksa kendisine geldiğimi anlamayan i. mi? ve ben. nerede olduğunu bilemeyen, kimden geldiğini kime gittiğini anlayamayan, zamanın artık hem her şeyi değiştirebileceğini hem de hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini bilen, anlayan ben. sen ve ben. hangi sen, hangi ben. bir ben, yorgun kırgın. bir ben heyecanlı ve istekli. top 10 kullandığım kelimelerden biri 'bilmem' iken.
'beni zorlayan harekete geç isteği' ve 'çek kenara bekle' dürtüsü.
içim mi?
dipsiz kuyu, kara delik, girdap, uçurumlar felan. bu ne biçim bir devir!
kaçmak istediğim yerlerde kalmak, kalmak istediğim yerlerden kaçmak istiyorum.
gözlerimi yumuyorum.
zaman uyuyor.
sana bana uymuyor.
uyanlarda uyumsuz.
çok uyudum.
hiçbir şey olmamış gibi gözlerimin içini güldürmem, kahkahalar atmam ve sarılıp öpüşmem.
sadece bir şey olmuş gibi.
hiçbir şey olmamış gibi.
çok şey bitmiş gibi.
biten bir şey yokmuş gibi.
güzel başlangıçlara, şerefe diyemez gibi.
bitenlere gidenlere haydi içiyoruz der gibi.
gibi gibi gibi gibi gibi gibi gibi.