kendi icindeki sesle barısmaktir yalnızlıgın alısıla gelmişligi.
insan nasıl ki dogar da yalnız,ölür de yalnız ölür tıpkı yaşamın bir parcasında her daim bu tünelin icindedir.siz sanarsınız ki yanınızda bir cok dostunuz,arkadasınız hep sizinle gel gelelim bir göz acıp kapayıncaya kadar.birer rüya misali yok olmalar.tıpkı denizin icinde yosunun diger yosun topundan kopup engin denizlere,okyanuslara yol alması gibi.ne kadar tuhaf degil mi?
insanoglu yaradılısında var olan bir gelenek abidesidir. hala süre gelmekte,emin adımlarla yoluna devam etmektedir.patikadan da olsa yalnızdır.varolan kalabalıgın icinde kalan koskocaman yalnızlık.alısmak mı? alısmaya ayak uydurmak mı? bence her ikiside niye diye soracak olursak;yalnızlıgın tek düzelige serpiştirdigi hayat, hep bizimle varolan cicegin yeşermemiş tohumunu oluşturmuştur.bu yüzdendir alışmak yalnızglıga.