bir insan, en iyi benim diyorsa, o insanı olabildiğince hızlı hayatınızdan çıkarmanız gerekir.
zira bir insan kendini diğer insanlardan üstün görebiliyorsa, hatta ve hatta her şey benim etrafımda dönüyor zannediyorsa, o insanın ne ülkesine, ne de dünyaya faydalı bir icraatı olmaz. varsa yoksa kendini düşünür.
benim polisim,
benim halkım,
benim milletvekilim,
benim baş örtülü bacım.
size bir şey hatırlatıyor mu?
şimdi gelelim laikliğin teminatı konusuna. akp diye bir şey yok bir kere, tayyip erdoğan var. tayyip erdoğan laikliğin teminatıdır diyorsan, sana şu videoyu göndereyim:
böyle bir teminata sen güvenebiliyorsan, öyleyse diğer partilere çok daha fazla güvenmen gerekir değil mi? demek ki dert laiklik falan değil, güç kaybetme korkusu, göt korkusu. o korku olur, sonra geçer, çokta düşünmemek lazım.
sen bu insana başkanlık adı altında (partili cumhurbaşkanlığı da aynı kapıya çıkıyor, sadece ismi farklı) diktatörlük verirsen sonucunda bu ülkenin uganda'dan, zimbabwe'den ciddi anlamda bir farkı kalmayacaktır, kendimizi ancak o ülkeler ile karşılaştırabilir duruma geliriz.
