yine bir islam dünyasının en temel problemlerinden biriyle! karşı karşıyayız. öyle ki; bu tartışmanın neticesinde 13. yy dan bu yana uykuda olan islam dünyası birden atağa kalkıp, doğunun reform ve rönesansı başlayacak.
bir rivayete göre bizans fethedilirken hristiyan din adamları meleklerin cinsiyeti hakkında tartışıyorlarmış. diyeceksiniz ki biz din adamı değiliz avamız, sen bunu git din adamlarına söyle.. merak etmeyin. bu konuyu hatta daha basit konuları bile din adamları tartışıyor manasız yere.
madem ki tartışma açıldı fikrimi belirteyim; kuran türkçe okunur mu ? okunur. arkadaşlar tanrının sadece tek bir dil bildiğini falan düşünmüyorsunuz umarım ? eğer öyle olsaydı namazda türkçe ettiğimiz dualar da var biliyorsunuz, ( cuma namazı özellikle) hepsi boşa gitmiş olur *
tanrının kur'anı arapça göndermesi arapçanın harikulade bir dil oluşundan falan değil. arapça burada zarftır. tanrının mesajı ise mazruf. tanrı; mesajını göndermek için Arap zarfını kullanmış. burada mesajın muhatabının bakması gereken yer zarfın kendisi değil, mazrufun ta kendisidir. mesajın özüdür yani .
zaten ne der kur'an; bu size düşünüp öğüt alasınız diye indirilen bir kur'andır. peki soruyorum ; bir metinden öğüt almak için o metini ne yapmamız lazım ? okuyup anlamamız lazım. ben Arapça öğrenir okur anlarım diyorsanız öğrenin okuyun anlayın. ama herkesin böyle bir şey yapması mümkün değil. arzu eden öğrenir okur. fakat kendi diliyle okuyup anlamak isteyen kişiye de yanlıştasın,sen türkçesini anlayamazsın diyemezsiniz. kur'an anlaşılmaz, karmakarışık bir kitap değildir. tefsirle birlikte okursunuz anlarsınız.
bu arada Arapça okuyup kulağa hoş gelen tınıyı yakalamak isteyenler elbette Arapça okuyabilir. kişi arapçasından okuyarak daha iyi motive oluyordur buna bir şey diyemeyiz.
sonuç olarak; arapçayı zarf olarak düşünüp, metnin mesajını mazruf olarak görürseniz bu tartışmaların pek bir ehemmiyeti kalmıyor.