bir kişinin karşı bir taraf bularak ona olan karşılıksız sevgisini ve neler hissettiğini anlatmaya çalıştığı belgedir. anlatamaya çalıştığı diyorum çünkü çoğu zaman bu aşk mektubunu yazanlar aşık olduklarından adam gibi yazacak kelimeleri bulup yerli yerine koyup yazamazlar.
yazılanlar ise gerçekten güzel olur. yazanlar ise şair.
aşk mektubu;
çokca aldım. hepside afilliydi hatta halen afillileri var içinde biraz karıştırınca ama aldığım kadar olmasada bende yazdım aşk mektubu. ne kadar doğru kelimeleri buldum bilmiyorum ama yazdım. almış olduklarımı tekrar okuduğumda ne kadar güzel şeyler yaşatmışım insanlara diyorum kendi kendime fakat onlar bana, ben sana bu kadar güzel şeyler hissederken nasıl bırakırsın dediler. ben bırakmadım kalbim ya başka kalbe düştü yada yerle yeksan eyledi inceden. çoğusu böyle noktalandı az kısmı benim beklentilerimle. az kısmı dediğim bir tane. bir taneden sonra öğrendim. o mektup yazıldığında ve verilme cesaretinden sonra bir şey beklemiyeceksin o ne yaparsa yapsın sen yaşayacaksın aşkını. sen bir vereceksin o mektubu o okadar gelmeli sana. o kadar geldikden sonra bile yaşatacak olan kişi senden başkası değil.
gelgelelim o mektuplarda o kadar güzel şey yaşatmış olmama rağmen, onsuz yaşadığım halde aşkımı niçin mektubum hep bende kalıyor. bütün mektuplar bende toplanmak zorundamı ki.
anlamamız gerekirki alındığında değil verildiğinde daha kıymetlidir bu kıçı kırık kağıt parçaları. seni seviyorum cümlesinin sonuna eklenecek isim en mühim kısımdır gönülümüzdeki satırlar içinde. şimdi yazın mektubunuzu verin gönül rahatlığıyla. yada en iyisi çıkın karşısına mektup gibi konuşun...*