devlet okullarında pekçok farklı gelir ve kültür seviyesinden olan öğrenci bir aradadır. topluma ve sosyal dünyaya ilk adım atışınızdır. herzaman içine kapanık bir çocuk olarak, okulda tanışıp bu günlere kadar sürdürdüğüm sadece tek bir arkadaşım oldu. ötekilerden hep kaçtım. belirli bir kültür ve zekâ seviyesindeyseniz, ilgi alanlarınız toplumun genelinden farklıysa doğal olarak arkadaş bulmak zor oluyor.
okula dair en sevdiğim şey zannedersem teneffüslerdi...
her sabah o eşşek donduran soğuğun veya çöl sıcaklarının altında istiklal marşını okuduktan sonra sınıflarınıza girdiğinizde herzamanki can sıkıcı öğretmenler ve normal hayatta görüp ufacık bir muhabbet etmeye bile tenezzül etmeyeceğiniz karakterde öğrencilerle dolu koskoca bir ders süresi sizi bekliyordur. tıpkı kocaman bir papağanın ufacık bir kafese tıkılması gibi.
günün çoğunu geçirdiğiniz cezaevleridir okullar adeta.
milli eğitim bakanlığı ve velilerin çocuklarına yaptığı en ağır işkencedir, en sabır taşı öğrencileri bile isyan ettirici müfredatlarıyla milli eğitim bakanlığı her yıl en büyük işkenceci ödülüne layık bir performans çıkarır.