benim acılarım ilahlar gibi şiirlerimi doğuruyorlar
onları, karanlıkta bembeyaz gözleriyle görüyorum
karanlıkta seni görüyorum dudaklarına, ellerimi sürüyorum
seni kollarımın arasında tutuyorum, ağzından öpüyorum
ikimiz birden bire austerlitz garı'na gidiyoruz
austerlitz garı önüne bakıyor, bizden utanıyor
bir trene binmek ve rastgele defolup gitmek istiyorum
trenin barında alnımı yağmurlu camlara dayamak
küstah bir duble birayla karşılıklı oturup ağlamak
kalemimde mürekkep kalmıyor insanlar beni görmüyorlar
insanlar kendilerini kaybetmişler onlara acıyorum
ümitsiz bir akrep gibi ben aynı zamanda mağrurum...