nazım hikmet şişirilmiş bir sanatçıdır

entry41 galeri
    31.
  1. Aquí viene Nazim Hikmet / Iste Geliyor Nazim Hikmet

    NAZIM, de las prisiones / Nazim, yeni cikmis mahkumluktan,
    recién salido, / hediye etti bana
    me regaló su camisa bordada / nakisli gömlegini
    con hilos de oro rojo / kizil altin ipi
    como su poesía. / siiri gibi

    Hilos de sangre turca / turk kani iplikler dizeleri,
    son sus versos, / gercek masallar
    fábulas verdaderas / antik alcalip yukselmeleriyle sesin,
    con antigua inflexión, curvas o rectas, / kivrimlar ve duzluklerle,
    como alfanjes o espadas, / hancer ve kiliclar gibi,
    sus clandestinos versos / yeraltindaki dizeleri
    hechos para enfrentarse / yuzlesmek icin yapilmis
    con todo el mediodía de la luz, / tum bir öglesiyle isigin,
    hoy son como las armas escondidas, / simdi pusuda silahlar gibiler,
    brillan bajo los pisos, / yeraltinda parliyorlar,
    esperan en los pozos, / kuyularda bekliyorlar
    bajo la oscuridad impenetrable / insanlarinin koyu gözlerinin
    de los ojos oscuros / delinmez karanliginin
    de su pueblo. / altinda.
    De sus prisiones vino / Hapishanelerinden geldi
    a ser mi hermano / kardesim olmak icin
    y recorrimos juntos / ve birlikte avare gezmek icin
    las nieves esteparias / karli steplerde
    y la noche encendida / ve kendi lambalarimizla
    con nuestras propias lámparas. / aydinlanmis gecede.

    Aquí está su retrato / fotografi burada
    para que no se olvide su figura: / ki unutmayayim endamini:

    Es alto / Uzun,
    como una torre / kirlarin bariscilligina dikilmis bir kule gibi
    levantada en la paz de las praderas /
    y arriba / ve de tepede
    dos ventanas: / iki pencere:
    sus ojos / gözleri
    con la luz de Turquía. / Turk isigi ile.

    Errantes / geziciler
    encontramos / Karsilasiyoruz
    la tierra firme bajo nuestros pies, / dunya saglam ayaklarimiz altinda,
    la tierra conquistada / fethedilmis dunya
    por héroes y poetas, / kahramanlar ve sairler tarafindan,
    las calles de Moscú, la luna llena / Moskova sokaklari,
    floreciendo en los muros, / dolunay buyuyor duvarlarda,
    las muchachas / kizlar
    que amamos, / sevdigimiz,
    el amor que adoramos, / hayran oldugumuz ask,
    la alegría, / nese,
    nuestra única secta, / bizim özel mezhebimiz,
    la esperanza total que compartimos, / bu eksiksiz umut paylastigimiz,
    y más que todo / ve hepsinden cok,
    una lucha / bir mucadelesi
    de pueblos / insanlarin,
    donde son una gota y otra gota, / bir damla ve bir damla daha,
    gotas del mar humano, / insanlik denizinin damlalari,
    sus versos y mis versos. / onun dizeleri ve benim dizelerim.

    Pero / Ama
    detrás de la alegría de Nazim / arkasinda Nazim'in nesesinin,
    hay hechos, / gercekler var,
    hechos como maderos / tomruklar gibi gercekler,
    o como fundaciones de edificios. / ve bina temelleri gibi gercekler.

    Años / Yillar
    de silencio y presidio. / Sessizligin ve hapisligin yillari
    Años / O yillar,
    que no lograron /
    morder, comer, tragarse / isiramamis, yiyememis, yutamamis,
    su heroica juventud. / kahraman gencligini.

    Me contaba / Bana anlatmakta
    que por más de diez años / on yildan uzun zamanin
    le dejaron / biraktigini
    la luz de la bombilla eléctrica / elektrik ampulunun isigi
    toda la noche y hoy / butun gece ve simdi
    olvida cada noche, / unutuyor her gece,
    deja en la libertad / özgur birakiyor
    aún la luz encendida. / hala aydinlatan isigi.
    Su alegría / Nesesinin
    tiene raíces negras / kara kökleri var
    hundidas en su patria / memleketine derinlemesine gömulu
    como flor de pantanos. / bataklik cicegi gibi.
    Por eso / Bundan dolayi,
    cuando rie, / ne zaman gulse,
    cuando ríe Nazim, / ne zaman gulse Nazim,
    Nazim Hikmet, / Nazim Hikmet,
    no es como cuando ríes: / benzemez diger gulumsemelere:
    es más blanca su risa, / pek bir beyaz kahkahasi,
    en él ríe la luna, / bir gulumseme ayda,
    la estrella, / yildizda,
    el vino, / sarapta,
    la tierra que no muere, / ölmeyen dunyada,
    todo el arroz saluda con su risa, / butun pirinc selamlar kahkahasiyla,
    todo su pueblo canta por su boca. / butun insanlari sarki söyler agziyla.

    pablo neruda

    http://tannedunicorn.blog...m/2006_11_01_archive.html

    ++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

    Nazım a Bir Güz Çelengi

    Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun
    ne yapacağız şimdi?
    Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar
    bulabilecek miyiz bir daha?
    Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun
    ne yapacağız?
    Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı,
    ateşle suyun birleştiği
    Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?
    Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler
    kazandırdın bana
    Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları
    Bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar
    Düşerlerdi orada, uzakta.
    Yaşarken kendine seçtiğin
    Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa.

    Sana Şili'nin kış krizantemlerinden bir demet
    sunuyorum
    Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan
    Halkların kavgasını ve kavgamı benim
    Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
    Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da
    yalnızım sensiz.
    Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen
    yüzünden yoksun
    dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
    rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan
    Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
    Kuyu gibi kapkara zindanlardan
    Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
    Ellerinde izi vardı eziyetlerin
    Hınç oklarını aradım gözlerinde
    Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
    Yaralar ve ışıklar içinde.

    Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlanır
    Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya
    Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
    Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
    Teşekkürler, böyle olduğun için!
    Teşekkürler o ateş için
    Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.

    (Türkçesi: Ataol Behramoğlu)

    pablo neruda..(kim diye sorma sakın)
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük