Benzinim bitti. Yollar tükendi. Yazdığım en güzel hikaye mutlu sonla bitmedi. Yere düşen peçete gözyaşlarımı emdi. Ben bu hikayeyi bir barın tuvaletinde yazsaydım keşke. Sarhoş kafamın bir hayal ürünü olsaydı. Ama değil. Karşımda dibinde azıcık su kalmış bir bardak. Su dolduracak takatim yok. içim çöl. Kahraman hikayeye ait değil. Hikayeyse hayatın kısır döngüsünde sıkışıp kalmış. Tek başına sıyrılamıyorsun canını acıta acıta yazıyor her kelimeyi. Sen öylece hiçbir şey belli etmeden bir köşede dururken bana bir şey söyleyin. Peçeteler yerlerde, yorgan hiç açılmamış, yatak hiç yatılmamış gibi soğuk. Kar mı yağıyor? Konuyu nasıl dağıtabilirim? Ya anlarsa durumu ya olanı biteni çizerse kapatırsa yanıkların üstünü merhemle ya bir daha yanarsa elim kolum. içim çöl. Gördüğünüz mutlu anlar serap. Hep o filmlerde izlediğiniz gibi hiç çöle gitmemiş birinin bildiği gibi veya hiç bu kadar susuz kalmamış birinin anlayamayacağı gibi. içim çöl. O hep ertelediğiniz seyahat planı gibiyim. Hep o ertelenen alarm gibi. Uyandığında ensende hissettiğin ter gibiyim. Benzinim bitti. Yollar tükendi. Hiç gidilmemiş yollar kaldı geriye. Herkes götürse en sevdiği anları, kimsede kalmasa. Ya anı biriktiremeyenler ne yapacak? Yağmurda dışarı çıksınlar, ıslansınlar. Karda dışarı çıksınlar, vapura binip sisli denizi izlesinler. Güneş tam tepedeyken yokuş çıksınlar, yorulsunlar, terlesinler. Rüzgar varken çimenlere uzanıp müzik dinlesinler. Kahramansız anlardan anılar biriktirsinler. Hiç'in daha fazla hiç olduğu anlar vardır farkına varsınlar. Yok'un daha yok olduğu zamanların varlığını parmak uçlarında hissetsinler. Bu yüzden gidilmemiş yollardan pişman olmasınlar, hiç hayalini kuramadığın pişmanlık-pişmanlıktan sayılmaz. Yollar tükendi. Kahraman çirkin. Güzelleşmesi için gözle görülenin, o gözün ciğerden bakması gerekiyor. Kahramanın öksürüğü bile yalan, onun malesef ki ciğeri yok. Kahraman için herkes bir. Benim için herkes hiç.