Yazarlık öldü. Yazarlıktan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. HâӀâ gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi klavyelerimizin altında ölümüne kan döken, sanal alemin sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Zall mı? ismail alpen mi? Hangi "şu var" bizi temizleyecek? Hangi kaliteli entry şölenlerini, hangi bilgi içerikli başlıkları icat etmek zorunda kalacağız? Fazla büyük değil mi bize bu davanın yüceliği? Buna layık olmak için birer yazara dönüşmeli değil miyiz?