2 arkadaş güle oynaya oynaya otobüse binilmiştir. koridor tarafına arkadaşım, cam kenarına da ben oturmuş, yolculuğa başlamışızdır. ilerleyen duraklarda 44-45 yaşlarında bir bayan otobüse biner ve bizim bulunduğumuz koltuklara tutunarak ayakta durur. ellerinde poşetleride vardır. arkadaşım dayanamaz 'buyrun hanfendi' diye yer vermek ister. bayandan gelen cevap 'daha yer verilecek kadar yaşlı değilim, teşekkür ederim olmuştur.' kız kısa süreli şoka girer. 'ellerinizde poşetleriniz var diye şeyettiydim, siz bilirsiniz' gibilerinden cevap verir. 'iyi ki buyrun teyze falan demedim' diye içten içe şükretmektedir. bir süre sonra bayan iner, inerkende arkadaşıma bir bakış fırlatmayı ihmal etmez. olay bu kadarla sınırlı değil tabi. arkasından 50li yaşlarda bir beyefendi biner bu seferde. kimse yer vermeye cesaret edemez önceki bayanın etkisiyle. tüm genç kuşak birbirinin gözünün içine bakar istem dışı. acaba yer versek mi, vermesek mi düşüncesi hakimdir herkeste. biz bu kararsızlık silsilesini yaşarken beyefendiden bir ses yükselir 'hey gidi gençlik heyyy, bizim zamanımızda olsaydık şimdiye 10 kişi kalkmıştı ayağa.'