Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey listesine, canlı performansını izlemenin, mutlaka eklenmesi gereken müzik adamıdır. Yoksa hayatın bir kısmını ıskalamış olursunuz.
Sade, duru, şatafat ve debdebeden uzak, türküyü, özüyle sözüyle, manâsıyla türkü gibi dinleyebileceğiniz nadir insanlardan biridir.
perdesiz gitarın keşfedicisi, çaldığı her enstrümana, gitara, neye, kabak kemaneye, bağlamaya, ruh,can, kan, yürek, beden veren enstrümanı şahlandıran, canlandıran, küçük elli, büyük gönüllü üstadtır.
" pencereden kar geliyor" der... Karı, iliklerinizde hissedersiniz, birlikte üşürsünüz. Gurbet ellerde karın soğuğuna inat, sıcak gözyaşları dökersiniz dinlerken...
" Zeynep" der... Dilinden, sazından, bin Zeynep dökülür...
" mecnunum leyla' yı gördüm" der. Usul usul, zerafetle, gıptayla dinlersiniz, leyla' sını gördüğü anı...
Ve daha neler neler der de, mıhlanırsınız olduğunuz yere... mıhlandığınız o yerden, hiç kıpırdamadan, uzun yolculuklara çıkarsınız, uzun ve hüzünlü yolculuklara...
Bir söyleşisinde, müzik piyasası hakkındaki görüşü sorulduğunda, " müzik ve piyasa kelimelerinin aynı cümle içinde olmaları bile vahimdir" tarzında bir cümle kurmuştu ki, gönlümü daha da fethetmişti.
Ömrün uzun olsun Erkan Oğur...
Var ol...