nazım hikmetin eşlerine vefasızlığını yüceltmek

entry1 galeri
    1.
  1. Öncelikle bu başlık nazım hikmeti eleştirme amacıyla yazılmamıştır. Nazım hikmet bir çok şiirini sevdiğim büyük bir şair ve siyasi bir kimliktir bence.

    Bir süre önce Nazım Hikmet'in aşk hayatını daha çok merak ettiğim için internette araştırmaya koyuldum ve şu blog sitesiyle karşılaştım.

    http://hayalkahvem.blogsp...e-ask-oldugu-kadnlar.html

    Blog sahibi gayet akıcı ve güzel bir şekilde aktarmış. Vaktiniz varsa kesinlikle okumanızı öneririm. Okumak istemeyenler için çok hızlı bir özet.

    Nazım Hikmet'in üniversite yıllarındaki aşkını anlatarak başlıyor. Moskova'da evleniyorlar. Daha sonra kız türkiye'ye dönüyor. Ailesi razı olmadığı için de evlilikleri devam etmiyor.

    Nazım Hikmet 1930 yılında Piraye Hanımla ilişkisine başlıyor ve 1935 yılında kimseye haber vermeden evleniyorlar. Bu süreç içerisinde Nazım Hikmet sürekli hapse girip çıkmakta, Piraye hanım Nazım'ı sürekli beklemektedir.

    Bu süre içerisin dayısının kızı olan Münevver ile aralarında aşk başlar. Münevver evlidir ve bir de çocuğu vardır. 1946 yılında Nazım Hikmet eşi Piraye'ye en sonunda mektupla durumu anlatır. Kocası Münevver'den ayrılmak istemez. Bunun üstüne Nazım Hikmet Piraye hanım'a geri dönmesi için yalvarır hatta intihar edeceğini bile söyler. Piraye hanım dayanamaz gelir. Bir süre Münevver-Piraye-Nazım ilişkisi böyle gider ve en sonunda 1950'de piraye hanım Nazım hikmet'i yaptığı açlık grevi sonucu hastahane ziyaretinde görür fakat Münevver Hanım'ın da ziyarete gelmesi sonucu ortam kötü bir hal alır ve piraye hanım son kez gider. 1995 yılında ölene kadar da kimseyle evlenmez.

    1950 yılında ayrıca af çıkar ve Nazım Hikmet Münevver Hanım'la evlenir (aralarındaki aşk 1938 yılında ilk olarak başlamıştır). Bir de çocukları olur. 1951 yılında ise sürgün yılları başlar. 1961 yılına kadar Münevver Hanım bu sefer Nazım'ı bekler durur. En sonunda kaçak yollardan Varşova'ya girer ve yıllar sonra Nazım ile en sonunda kavuşurlar. Nazım Hikmet ise Münevver'e yeni aşkı Vera'dan bahseder. Münevver Hanım, yıllarca hem hapis hem sürgünde beklediği kocasından ayrılır ve oğluyla beraber fransa'ya yerleşir.

    Bu arada yazıda bahsedilmemiş ama moskova'da Nazım'ın 7 yıl beraber yaşadığı Galina gibi diğer kişiler de vardır.

    Vera evli ve 5 çocuk annesidir. Nazım Hikmet umursamaz. En sonunda bir şekilde kalbini çalar ve evlenirler. Sonrasında 1963 yılında vefat eder. Vera da sonrasında kimse ile evlenmez.

    Burada gördüğümüz gibi Nazım Hikmet'in aşk hayatı dolu dolu ama bir çok aldatma, yuva yıkma, vefasızlıklarla doludur. Bu süreç içerisinde, her ne kadar sadakat göstermese de, aşık olduğu tüm kadınlara yüzlerce mektup ve şiir yazar. Bu şiirleri günümüzde sürekli okumaktayız (not: ben artık samimi bulamıyorum bu şiirleri malesef).

    Şimdi gelelim asıl başlığı açmamın sebebine. Peki bunun sonucunda sayfadaki yorumlar genel olarak nasıl?

    "Nazım Hikmet başkadır benim için. her cümlesini her satırını ,her defasında başka tatlarla okurum.
    çok güzel bir derleme olmuş =) sürükledi götürdü beni Nazım şiirlerine. Yazdıklarının nezdinde gıpta ettim aşklarına ve içinde bitmek tükenmeyen sevgiyi saygıyla selamladım"

    "Nazım,aşktan,özlemden beslenen şiir,felsefe, sanat insanı.
    Bir yağmur, rüzgar,dağların tepesinde dolaşan bir gezgin; bir sevdalı insan Nazım."

    "Aşka aşık olur bazı adamlar. Nazım Hikmet'in en büyük aşkı kadınlar olamazdı. Çünkü aşkına kavuştuğunda hep vazgeçti.."

    "sevmeyi de, yaşamayı da, ölmeyi de bilen adam..
    ama sen de öylesine güzel sevmişsin ki, bana daha çok sevdirdin Nazım'ı hatta aşklarını... teşekkürler.."

    "Zaten şairler şiir yazabilmek için bırakmazlarmı sevdiklerini"

    ilk yorumlar hep bu tarzda gidiyor, sonra biraz daha 'aga bu nedir' tarzı yorumlarda gelmekte.

    Şimdi hepimizi düşünmeye davet ediyorum. Açıkçası Nazım Hikmet benim de çok saygı duyduğum bir şair. Lakin şunları alelade biri yapsa neler düşünür neler söylerdik. Fakat yapan kişi Nazım Hikmet olunca neden yermek yerine üstüne bir de övüyoruz. Yazık değil mi o kadınlara ve çocuklara?

    Yoksa bir insanın davranışlarını aslında büyük ölçüde kim olduğuna göre mi değerlendiriyoruz?

    Son olarak pek onedio sevmem ama
    https://onedio.com/haber/...ndaki-13-ince-fark-366919
    1 ...