Her canlı doğduğunda cinslere eşit mesafededir. Heteroseksüalite ile homoseksüalite eşittir.
Cinsler cinsel yönelimi yaşadığı toplumun kurallarına göre yaşar ve öğrenir yönelimi çevresi öğretir.
Zaman içerisinde duygusal, zihinsel, bilişsel etmenlerle cinsellik, cinsel kimlik, seksüalite ile ilgili veriler toplanır kimlik şekillenir.
Kişilik oluşumunda ilk anda zeminden itibaren atılan her bilgi ile cinsel kimlik yapılanırken duygusal ve seksüel aktarımın hedefi, şiddeti, yönelimi belirlenir.
Toplumda akan yaşama uyumlanır.sistemli toplu yaşam örüntüsü olan toplumlarda bu yazısız kurallar daha güçlüdür ve uygulama yönlendirme baskısı belirgindir.
1500-1700lü yıllarında Ada insanları henüz dönemin sistemli toplumları tarafından keşfedilmemişken cinsel kimlik sınırları kendi iç yaşantılarına göre şekillenmişti.
genç yaşlı, Erkek, kadın, hayvan, çocuk, kız kardeş, erkek kardeş, anne, baba, amca, dayı tek eşlilik, çok eşlilik, seri eşlilik demeden, bu sosyal rolleri ayırt etmeden hiç seçim yapmadan kim kiminle istediyse haz odaklı, arzu ve onay temelli cinsellik yaşadıklarına dair misyonerlik çalışmalarında tespit edilip hizmet kayıtlarında vardır.
Cinsel kimlik konusu bugün Doğrular, yanlışlar, kabul edilebilirlik, reddedilme yönünden toplumlara göre küçük fakat anlamlı değişiklik gösterse de genel geçer net sınırlara sahiptir.
Modern toplum ve tıp bu konuyu kavramsal boyutta açıklıyor hala da açıklamaya çalışıyor. Sebepleri konusunda bir çok çalışmalar ve açıklamalar mevcut ve ulaşılabilir. Konunun kurtulamadığı tek alan önyargı boyutu.
Cinsellik, insana dair oluşu kabul çerçevesinde değerlendirilip konuşulamadığı sürece de bu karmaşa devam edecek.
Son;
Bu konu her türlü sorgulanabilir, tartışılabilir.
Dikkat edilmesi gereken önemli nokta ise;
insana dair sorgulamayı hakederken
Kesinlikle uygunsuz dille,
ifade biçimsizliği ve düşünce kabızlığının etkisiyle "pislik" diye tanımlanamaz.
