2010 yılında beyaz perdeye aktarılmış, senaryosu ve yönetmenliği ozan aksungur'a başrolleri ise halit ergenç ve lale mansur'a ait sinema filmi.
eminim birçoğumuzun haberi bile yoktur bu filmden hoş olsa da yeni nesil gençliğin pek dikkatini de çekeceğini sanmıyorum.
'vatanım sensin' dizisinden sonra halit ergenç'in katılmış olduğu tüm projeleri yakın markaj altinda incelemeye aldım ve kült olma yolunda ilerleyen ve muhtemelen yıllar sonra net sistemlerinin alt yapısından dahi yer almayacak bu filmi izledim.
durağan olmasına rağmen su gibi aktı gitti film. elbette bunda başrollerin payı çok büyük.
--spoiler--
gelelim konusuna; aslında tam anlamıyla türk insanının içinde bulunduğu üstü kapalı yaşanan tüm duyguları barındırıyor içinde. gizli ve yasak bir aşk, acılı, yalnız ve alkolik bir adam, kocası uzaklarda bir kadın... iki arada bir derede ani gelişen bir sevişme, sonrasında ani bir şekilde alınan kaçma kararı ve çok da sürpriz olmayan bir son...
oyunculuklara değinsem sabah olur o derece içime işledi halit ergenç'in halleri hatta tekrar izlememek için zor tutuyorum kendimi.
yalnız bir detay da dikkatimi çekmedi değil türk erkeği seviştiği kadına gerçekten farklı duygular besliyor ve kaybetmek istemiyor filmin belli kısımlarında birçok şeyi sorguladım. kadının hayatını, adamın neden yenge dediği bir kadını uzaklara götürmek istemesini, giderlerse anlaşabilirler mi? kadının kocası yollara düşmez mi? o adamın anasını bellemez mi? ya anlaşamazlarsa? öyle birkaç gün seviştin diye o kadınla kaçılır mı?
sanırım bize sorgulatmak istediği başka şeyler de vardır ama ben izleyici olarak çok başarılı buldum.
--spoiler--
eğer hala izlemediyseniz ve türk erkek ve kadın ilişkilerinin çarpıklığını az da olsa şekillendirmek istiyorsanız zıhninizde muhakkak izleyin.