18 kasım 2016 tecavüze teşvik düzenlemesi

entry182 galeri video2
    162.
  1. Önergenin detaylarını, ötesini, berisini tartışmakla uğraşmayın. Benle beraber kafanızda şunu kurun;

    Eşinizle çocuk sahibi olmaya karar vermişsiniz. Daha ilk heyecanınız burada başlar. Gebelik boyunca türlü zahmetlere zevkle katlanmışsınız. Marketten aldığınız her şeyin etiketini okumuşsunuz, belki evde turşular kurmuşsunuz. Mide bulantısına rağmen iki lokma ceviz içi yemeye çalışmış ya da eşinize yedirmeye çalışmışsınız. ilk ultrasondan beri kızınıza vereceğiniz ismi düşünmüşsünüz.

    Sonra kızınız dünyaya gelmiş. Geceleriniz onun olmuş, gündüzlerinizi de hayatınızla paylaştırmışsınız. ilk gülümsemesini, ilk kelimesini, sinemaya ilk götürüşünüzde ya da ilk oyuncağını hediye ettiğinizde yüzünün ifadesini aklınıza kazımışsınız. Okula başlamış, ilk takdir belgesinde ebeveynlik içgüdülerinizin ötesinde, bir sanatçının ya da bilim insanının emeğinin ürünü gibi gururlanmışsınız kızınızla.

    Günün birinde yağlı saçlı, göbek deliği pamuklu bir serefsiz 3-5 dakikalık bir zevk için gözünüze kestirdiği prensesinizi, korku ve dehşet duyguları, bir de gündüz birası kokan nefesiyle iğfal etmiş. Dünyalar başınıza yıkılsa da kızınızın başına tek çakıl taşı düşmesin diye yüreğiniz sızlaya sızlaya dik durmuş, siper olmuşsunuz. Ama 13-14 yaşındaki çocuklar aptal değildir. Sahte gülümsemeyi gerçeğinden ayırırlar. Kendi kederine bir de sizin üzüntünüzü suçluluk duygusu olarak eklemiş, evde yıllar boyu süren birkaç dakikalık sessizliklerde kahrolmuşsunuz.

    Öyle ya, bu travma hiç bitmez. Sadece katlanmayı öğrenirsiniz. Ama dahası var.

    Bu kopegin sikinin keyfi, sizin prensesinizin hayatından kıymetli olduğu için, belki kumar borcu, belki uyuşturucu parası, belki birkaç gecelik pavyon masrafı karşılığında tutulmuş üç beş ayakçı peşinize düşer. ifadenizi değiştirip, biricik kızınızı bu kopekle evlendirmek için sizi taciz etmeye başlarlar. Hangi adaletten medet umacaksınız? Her gün eşiniz ya da çocuğunuzun zarar göreceği endişesiyle sinir krizlerine girer, günden güne yıpranırsınız.

    Önünüzdeki seçeneklerin sayısı artık 2'dir. Ya dik durmaya devam edip bir gün polisten ya da bir hastanenin acil servisinden telefonla aranacağınız günü beklersiniz. Ya da prensesinizin bu serefsizin boklu donlarını yıkayarak, belki dayak yiyerek geçireceği bir ömre kendinizi alıştıracaksınız.

    ***

    Küçüğün, büyüğün rızasını boşverin. Siz buna razı olabiliyor musunuz onu sorun kendinize. Bugün kıyamet kopmazsa, yarından itibaren her gün cehennemdir.
    25 ...