toz şekeri çay kaşığıyla yediğim, kendimi sürekli yabancı hissettiğim bir yerdi babaannemin evi. evet lafta babaannemin torunuydum ama ne bileyim... hep yabancıydım işte. uzaktan, soğuk, kasvetli... ben onun için hep 'anasının kızı' oldum. galiba bu yüzden hep uzaktı bana. sonra alzaheimer oldu. zaten hiç tanımadığı beni tamamen unuttu ama ben her pazar onu aradım. hayallerimdeki o sevecen babanneyi en azından sesli olarak yaşamak istedim ama o babamı bile hatırlayamayacak durumdayken dahi bana olan nefretini unutmadı. 'sen onun kızısın değil mi?' diyerek açtı telefonu. iki torunu vardı ve hiç biri ben değildim. bu yüzden benim babaannem; eniştemin annesiydi. iyi ki vardı o. iyi ki... 3-4 yıl bile görmüş olsam, flu bir görüntü bile kalsa ondan bana, ben onunla mutluyum. ruhun şad olsun Feriha babaanne. Bana babaannelik yaptığın için teşekkür ederim.