ruha dokunan şiirler

entry31 galeri
    11.
  1. OTUZÜÇ KURŞUN

    1.

    Bu dağ Mengene dağıdır

    Tanyeri atanda Van'da

    Bu dağ Nemrut yavrusudur

    Tanyeri atanda Nemruda karşı

    Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur

    Bir yanın seccade Acem mülküdür

    Doruklarda buzulların salkımı

    Firari güvercinler su başlarında

    Ve karaca sürüsü,

    Keklik takımı...

    Yiğitlik inkar gelinmez

    Tek'e - tek doğüşte yenilmediler

    Bin yıllardan bu yana, bura uşağı

    Gel haberi nerden verek

    Turna sürüsü değil bu

    Gökte yıldız burcu değil

    Otuzüç kurşunlu yürek

    Otuzüç kan pınarı

    Akmaz,

    Göl olmuş bu dağda...

    2.

    Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı

    Sırtı alacakır

    Karnı sütbeyaz

    Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı

    Yüreği ağzında öyle zavallı

    Tövbeye getirir insanı

    Tenhaydı, tenhaydı vakitler

    Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı

    Baktı otuzüçten biri

    Karnında açlığın ağır boşluğu

    Saç, sakal bir karış

    Yakasında bit,

    Baktı kolları vurulu,

    Cehennem yürekli bir yiğit,

    Bir garip tavşana,

    Bir gerilere.

    Düştü nazlı filintası aklına,

    Yastığı altında küsmüş,

    Düştü, Harran ovasından getirdiği tay

    Perçemi mavi boncuklu,

    Alnında akıtma

    Üç topuğu ak,

    Eşkini hovarda, kıvrak,

    Doru, seglavi kısrağı.

    Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!

    Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı,

    Böyle arkasında bir soğuk namlu

    Bulunmayaydı,

    Sığınabilirdi yüceltilere...

    Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir,

    Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı,

    Yanan cıgaranın külünü,

    Güneşlerde çatal kıvılcımlanan

    Engereğin dilini,

    Ilk atımda uçuran

    Usta elleri...

    Bu gözler, bir kere bile faka basmadı

    Çığ bekleyen boğazların kıyametini

    Karlı, yumuşacık hıyanetini

    Uçurumların,

    Önceden bilen gözleri...

    Çaresiz

    Vurulacaktı,

    Buyruk kesindi,

    Gayrı gözlerini kör sürüngenler

    Yüreğini leş kuşları yesindi...

    3.

    Vurulmuşum

    Dağların kuytuluk bir boğazında

    Vakitlerden bir sabah namazında

    Yatarım

    Kanlı, upuzun...

    Vurulmuşum

    Düşüm, gecelerden kara

    Bir hayra yoranım çıkmaz

    Canım alırlar ecelsiz

    Sığdıramam kitaplara

    Şifre buyurmuş bir paşa

    Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

    Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz

    Rivayet sanılır belki

    Gül memeler değil

    Domdom kurşunu

    Paramparça ağzımdaki...

    4.

    Ölüm buyruğunu uyguladılar,

    Mavi dağ dumanını

    ve uyur-uyanık seher yelini

    Kanlara buladılar.

    Sonra oracıkta tüfek çattılar

    Koynumuzu usul-usul yoklayıp

    Aradılar.

    Didik-didik ettiler

    Kirmanşah dokuması al kuşağımı

    Tespihimi, tabakamı alıp gittiler

    Hepsi de armağandı Acemelinden...

    Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız

    Karşıyaka köyleri, obalarıyla

    Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,

    Komşuyuz yaka yakaya

    Birbirine karışır tavuklarımız

    Bilmezlikten değil,

    Fıkaralıktan

    Pasaporta ısınmamış içimiz

    Budur katlimize sebep suçumuz,

    Gayrı eşkiyaya çıkar adımız

    Kaçakçıya

    Soyguncuya

    Hayına...

    Kirvem hallarımı aynı böyle yaz

    Rivayet sanılır belki

    Gül memeler değil

    Domdom kurşunu

    Paramparça ağzımdaki...

    5.

    Vurun ulan,

    Vurun,

    Ben kolay ölmem.

    Ocakta küllenmiş közüm,

    Karnımda sözüm var

    Haldan bilene.

    Babam gözlerini verdi Urfa önünde

    Üç de kardaşını

    Üç nazlı selvi,

    Ömrüne doymamış üç dağ parçası.

    Burçlardan, tepelerden, minarelerden

    Kirve, hısım, dağların çocukları

    Fransız Kuşatmasına karşı koyanda

    Bıyıkları yeni terlemiş daha

    Benim küçük dayım Nazif

    Yakışıklı,

    Hafif,

    iyi süvari

    Vurun kardaş demiş

    Namus günüdür

    Ve şaha kaldırmış atını.

    Kirvem hallarımı aynı böyle yaz

    Rivayet sanılır belki

    Gül memeler değil

    Domdom kurşunu

    Paramparça ağzımdaki...

    ahmed arif
    1 ...