1938'li yıllardan itibaren çok rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz durum.
gerek orataya koyduğu politik tavır gerekse halkla zıt yürüttüğü politikalar bu parti'nin artık ne derecede halkın partisi olduğunu göstermektedir.
içinde geçen "halk" dan kaçıp onlara yukarıdan bakarak halkın temsilcisi olduğunu iddia etmesi dtp'nin demokrasinin temsilcisi olduğunu iddia etmesi gibi komik bir durum oluşturmaktadır.
milletin değerleriyle barışık olmayıp milleti temsil etme iddiasında olmaları bu iddialerı uğruna ortaya koydukları çelişik tavırların ne derecede beyhude çabalar olduğu halkın gözünde cumhuriyet halk partisi tipolojisi'nin ortaya koyduğu sonuçlarla ortaya çıkmaktadır.
1938 yılından beri tek bir çivi çakmayıp çakılan çivileri de çıkartmayı amaçlaması ve ortaya koyduğu birbirinden tutarsız siyasi açılımlar ne derecede bir kimlik bunalımı yaşadığı ve henüz siyasi sahanın neresinde olduğunu bile bilmemesiyle ortaya çıkmıştır.
tarihi kendini tanımlamaya çalışıp parti içi hizipleşmeler ve çatışmalarla geçen bu partinin türk demokrasisi'ne kazandıracağı hiçbir şey yoktur.
son olaylarda gösteriyor ki artık cumhuriyet halk partisi tüm kurumsal ve ideolojik yapılanmasıyla çatışma içine girmiş ve çökmüştür.