Kuran-ı Kerim (112/iHLÂS-3: O, doğurmamış ve doğmamıştır.) der.
tanrının varlığını kabul edersek eğer nasıl varolduğu konusunu içinde yaşadığımız dünya algısı ile kavrayabilmemiz imkansızdır.
tanrı yoktur dersek ve bunu kabul edersek olay daha da çıkmaza giriyor. evet evrim teorisini kabul edelim ve diyelim ki en temelinde yatan düşünce ile "canlı rastlantı sonucu oluşan bir varlıktır" işte dünya büyük patlamada oluştu vs vs. fakat evrimciler de daha ötesine açıklık getiremiyorlar.
evren nerede? nerede bu evren? sonu yoksa ve evren bitmeyen bir şey ise bu bitmeyen şey neresi? evren dediğimiz şey neden var ve nasıl oldu? hadi o da kendiliğinden oluştu diyelim, peki bu sefer nerede kendiliğinden oluştu?
fakat tanrının varlığına inandığımızda; tanrının yaşıyor olduğu, içerisinde bulunduğumuz dünyadan; zaman, mekan ve fiziki olarak başka bir boyutun varlığına da inanmak zorundayız.
dediğim gibi evrim teorisine inanabilirsin, fakat evrenin nerede varolduğunu evrim teorisi sana açıklayamaz. işte tanrı ihtiyacımız tam da bu noktada ortaya çıkıyor.
hristiyanlığa, museviliğe ve müslümanlığa inanmayabilirsiniz, peygamberlerin varlığına inanmayabilirsiniz, kuran-ı kerimde yaratıcı olarak ismi geçen Allah'a inanmayabilirsiniz fakat bir yaratıcı yok diyorsanız eğer aptalsınızdır.
bir yaratıcı var. ben bu yaratıcının tüm kalbimle Allah olduğuna inanıyorum ama siz isterseniz zeusa inanın, isterseniz uçan makarna canavarına inanın. hala bir yaratıcıya inanmayıp tanrı yoktur diyorsanız gerçekten aptal olduğunuzu ciddi ciddi düşünürüm.