arkadaşın ölmesi

entry167 galeri
    131.
  1. Sene 2004. Beş senedir beraber okuduğum sınıfımla beraber orta okula başladık. Şöyle hafif soğuk bir kış günü sabah okula gidiyorum. Daha kapıdan girerken hayatımda hiç ağladığını görmediğim sınıf arkadaşım hakan iki göz iki çeşme ağlıyor. Ne oldu diyorum, murat öldü diyor bana birden. Ben ne yapacağımı bilemiyorum tabii. Küçüğüz ve ölüm nedir, nasıl davranılır bilmiyorum.

    Sınıfa geçince yavaş yavaş herşey ortaya seriliyor. Murat gariban bir ailenin tek çocuğu. Sınıfta arka sıralarda oturan, derslerle ilgilenmeye çalışan bir çocuk. Notları oldum olası kötü olsa da sınıfın yaramaz hile hurdacı çocuğu değil en azından. Hani bazılarının kapasitesi az olur ya öyle birisi. Ama hiç kötülük bilmez. iyidir işte..

    Neyse babası mahallede yapılan inşaatlarda işçi,anne de ev hanımı. Bir gün önce okul çıkışı yakın arkadaşı bekir ile beraber gezip tozmuşlar afacanlar. Sonra murat hadi gel babamın inşaata gidelim oynarız falan demiş ama bekir eve yemeğe gidecem demiş ve ayrılmışlar. Bizim ki sen tek başına inşaata git ve oynarken tehlikeli bir şekilde yaralanmış. Artık devamında ne olduysa o gün muratı kaybettik.

    Çocuğun gülümsemesi, yüz şekli, kendince bize karşı hissettiği ezik tavırları halen aklımda. Severdim kendisini, o da beni severdi herhalde.

    Sonradan öğrendik ki evlatlıkmış arkadaşımız. O durgun haller, özgüvensiz duruşlar o yüzdenmiş meğersem

    Mekanı cennet olsun. Hem başka neresi olabilir ki.. daha defteri bile açılmadan gitti öteki dünyaya.

    Dedim ya ölüm korkusu. Mahallenin camisi bizim evin önünde olmasına rağmen gidemedim cenazesine arkadaşımın. Yanarım da ona yanarım.

    Herhalde bir Fatiha diledi bu saatte. Mekanı cennet olsun.
    4 ...