kısmen doğru bir önermedir. çünkü bile bile lades olmak çok ayrı bir şey.
2013 senesine dönecek olursak, aralık'ın başında chp genel başkanı ve bir heyet abd'de görüşmelerde bulunmuş, washington'daki ziyaretleri sırasında fetö üyeleriyle bir araya geldiği iddia edilmiş, bunu açık bir şekilde yalanlamamıştır. sadece ufak geçiştirmeler... (veya görüşmediğini kanıtlayacak bir veri sunmamıştır.) parti içinde takip eden hafta "yakında erdoğan ülkeyi terk etmek zorunda kalacak" dedikoduları hızla yayılmıştır. malum 10-12 gün sonra 17-25 aralık mevzusu patlak verdi. bu söylem orada devam ettirildi.
daha öncesine gidelim; şubat 2012'de mit mevzusu patlak vermeden bir hafta önce gene bir fetö teması var. genel merkez'de fetö'cülerin ağırlandığı bir toplantı yapılıyor. işte bir hafta sonra mit krizi ortaya çıkıyor ve chp'den peşi peşine hükümet aleyhinde açıklamalar geliyor.
şimdi 2014 senesine göz atalım kısaca. cemaat resmiyette terör örgütü olarak ilan edilmişti, bunu tüm dünya duymuştu. bu arada 2014 aralık ayında chp izmir milletvekili birgül ayman güler, "Her ne kadar parti yönetimimiz inkar etse de 30 Mart seçimlerinde bir ittifak yaptı, cemaatle ittifak yaptı. illerde ve ilçelerde cemaatin çeşitli unsurlarının Cumhuriyet Halk Partisi'yle yürüdüğünü hepimiz gördük" diyecek ve itirafta bulunacaktı. bunun üzerine chp yönetimi hemen onu disipline sevk edecek ve istifaya zorlayarak ortadan kaldıracaktı.
chp'yi şuan tek bir parti olarak görmeyin. chp'nin sorunu içindeki güç kavgasıdır ve fiilen ikiye bölünmüştür. parti meclisi'nde bile bir birlik yoktur. birileri bir tarafa çekmek isterken partiyi, eskiden kalma rasyonel düşünebilen birkaç kişinin önderliğindeki akıllı kesim'de bunlara şiddetle karşı çıkmaktadır.
