Nihilizmi ontolojik, epistemolojik ve aksiyolojik bağlamda ayrı ayrı incelemek şiddetle gereklidir. Burada (yukarıda) tartışılan bağlam daha fazla aksiyolojik.
Bu boyutta Nihilizm, değerleri değillemeye dayanmaz. Çünkü değilleme ilkin varlıklarını kabullenmeyi gerektirir. Hiç kavramı değilleme, yok etme vb. Şeylere özsel olarak terstir. Zira hiçlik, kendi üzerine konuşulduğunda dahi var ol(durul) ması/varsayılması bakımından temelden ve tümden hatalı ele alınır. Nihilizm en kökensel anlamda değerlerin hiç Varolmadığını söyler.
Lakin bu iki biçimde ele alınmalıdır. Bu iki biçim birbirlerinin karşısında değildir, aslında birbirlerini temellendirir de.
Birincisi, yaşamın her anında erek olarak kabul edilen şeylerin varıldığında varıldığında karşılaşılması beklenen ile aynı olmaması ve anlamın araştırılırken hiç bulunmamasından doğan kötümserliği aşmak bakımından köprü olarak Nihilizmdir. Burada yaşam olumlanır ve kötümserlik olumsuzlanır.
Ikincisi ise kendi değerlerini yaratmak amacıyla ananevi olan değerler ve var olduğu sanılan duyu-ötesi'nin hiçlenmesi bakımından köprü olarak Nihilizmdir. Nietzsche'nin Nihilizmi bir köprüdür, bu açık. Güç istencini dünyanın dönüşüne neden olarak görmesi, tüm arzu ve hatta eylemlerde bu istence işaret etmesi Nietzsche'yi Nihilist olmayan birisi mi yapar?
Şahsi fikrimce Nietzsche, "ben böyle isted(r)im"leri var edebilmek için "Böyle olması gerek"lerin (sanrı ve dogma) aşılması, geçilmesi; bunların hiçlenmesi bakımından nihilisttir. Böyle bir "süreç"te uğraklardan birisidir sadece nihilizm.