ne kadar acidir, paraniz vardir, paris'i/londra'yi/new york'u/pekin'i/sydney'i/istanbul'u gezip gormussunuzdur.
bir de afrika'da safari tutuna cikayim dersiniz. baska ugrasiniz yoktur.
afrikanin collerinde, camurlu sularinda, balta girmemis ormanlarinda korkuyla gezinirken, her an sagdan soldan aslan/kaplan/yilan firlayacak korkusuyla ilerlerken agactan bir yamyam duser. zenciyse ve yari ciplaksa yamyamdir o sizin icin. o ucsuz bucaksiz topraklarda rastladiginiz tek insanoglu size fransizca konusmaya baslar. ana dilidir. hosunuza gider degil mi? gulersiniz. yamyam bile fransizca biliyor diye.
ne kadar acidir.
ne acidir ki o adam kendi dilini fransizca sanir. ne anlama bile geldigini bilmeden hiristiyan/muslumandir.
simdi gidip yatalim otelimizde. bu kadar aci yeter. uyuyunca unuturuz ertesi sabaha.