genel olarak sanıldığının aksine çok da masraflı olmayan beslenmedir. bir tüm tavuk, birkaç yumurta, 1 litre süt, 2 patates 15 liranın altında tutuyor. pek tabii her gün aynı şeyleri yemeyeceksiniz ancak yaptığınız bu yatırım kendi vücudunuza, sağlığınıza yaptığınız bir yatırım. vücut geliştirme işi, gerek beslenmesi ile gerek idman rutini ile kişinin kendine olan saygısının bir göstergesidir. sonuçta bu tarz bir beslenme diğer insanlardan farklı olarak hayatı devam ettirmek amacıyla yapılan bir beslenme değil, hayatı daha sağlıklı, hatta en sağlıklı biçimde yapılan bir beslenme şekli.
biraz sitem içerikli ilk bölümü bitirdikten sonra bir parça bilgi içeren ikinci bölüme giriş yapabiliriz artık.
klasik bir vg sporcusunun ** beslenme rutini 2 aşamalıdır.
1.Definasyon 2.Bulk
Definasyon kısmına, genel bilinen tabirle kilo verme programı dersem, çok yanlış bir şey söylemiş olmam. Zira definasyon dönemindeki bir sporcu, vücudunun yağ oranını düşürerek kaslarını daha belirgin hale getirmeyi hedefler. Yani kısaca baklavaların üzerindeki kaymak tabakasını kenara sıyırır*.
Kalori hesabına en çok bu dönemde dikkat edilir, aşırı karbonhidrat ve tuz alımının önüne geçmeye çalışılır. Son zamanlarda iyice popülerleşen low-carb ve ketojenik diyetler bunlara örnek olarak verilebilir.
Azaltılmış porsiyonlar, yoğun idmanlar ve kardiyolar neticesinde bir süre sonra sporcunun genel kuvvetinde azalmalar meydana gelir ki bu doğaldır çünkü vücuduna aldığı kalori miktarı, harcadığı kalori miktarından daha düşüktür. Bu dönemde sporcular sağlıklarını korumak için vitamin ve mineral desteklerine, supplement desteklerine başvurabilirler.
Bulk dönemi ise genel olarak daha eğlenceli olan bölümdür*. Zira off sezonu olarak da anılan bu dönemde sporcunun beslenmesi kas kütlesini artırmaya yöneliktir ve yedikleri yiyecekler günlük harcadıkları kalorinin üzerinde olması gerekir. Günlük ihtiyaçtan fazlasını almaya başladığı zaman pek tabii olarak vücut yavaş yavaş yağlanmaya başlar, kasların görünürlüğü, belirginliği azalır ancak sporcunun kuvveti de artar. Çalıştığı ağırlıklar artmaya başlar. Yüzüne gözüne can gelir*.
Bazı zamanlarda sporcunun alması gereken kalori miktarı o kadar yüksek olur ki bunu besinlerle karşılamaya çalışması, midesini oldukça yorar. Zira genel olarak protein ağırlıklı bir beslenme rutinleri vardır ve protein sindirimi diğer yapı taşlarına göre daha uzun sürmektedir. Bu eksikliği kapatmak için supplement yolu ile kapattıkları görülür. Kimi sporcular ise bu kalori açığını abur cuburla kapatır ki bu da dirty bulk olarak adlandırılır.
Tüm bunlar en kaba haliyle, sıradan bir sporcunun beslenme düzenini tarif eder. Pek tabii beslenme rutini daha farklı olan sporcular elbette var ancak genel olarak çıkış noktası burası sayılır.