ingilizler Çanakkale'de Anafartalar grubunu mağlup edip de cepheyi sökemeyince yeni bir harekete giriştiler, bu cepheyi sağdan çevirmek istediler.
Düşmanın planını bozmak için kireç tepeyi tutmak lazımdı; halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altında tutuluyordu. Her an otuz sekizlik gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor; ölüm saçıyordu; bir insanın değil, kuşun bile geçmesine imkan görülemiyordu.
Kireç tepeyi tutmak emrini alan Türk subay ve askerleri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Lakin düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu.
Atatürk bu hali görünce siperlere koştu; askerlerin arasına karıştı ve sordu:
- Niçin geçmiyorsunuz?
içlerinden biri cevap verdi:
-Düşman ölüm saçıyor, geçilemez.
Bunun üzerine Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden:
- Oradan böyle geçilir!.. dedi ve ileri fırladı.
Mehmetçik artık durumu? O da kumandanının ardından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar; tepeyi tuttular.