öncelikle evleneceği kadının ''Bakire'' olmasını isteyen erkekleri, bu isteklerinin gerekçelerine göre ayıralım;
1)islamiyet dinine inandığı için evleneceği kadının bakire olması isteyenler.
2)türk olduğu için evleneceği kadının bakire olması isteyenler.
3)''Biz anadolu çocuğuz'' diyerek yola çıkanlar.
(birinci grup)(çoğunluğu oluşturan grup)
toplumda gözlemlediğim kadarıyla kafasında bekaret sorunu olan erkekler sırtlarını islamiyet'e veriyorlar. buradan direk olarak kuran-ı kerim'deki konu ile ilgili ''Nur suresi''ne gideceğiz. Nur suresi 3. ayeti der ki;
''Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.''
yani islami değerlere inandığı için, kendi inançları doğrultusunda, ''Bakire'' eş arayan erkeklerin öncelikle kendilerinin bakir olması gerekiyor, 'ben erkeğim ben yaparım' 'elimin kiri' anlayışının islamiyet'te yeri yok. bilindiği gibi islamiyet dininde zorlama yoktur yani kendisini müslüman olarak tanımlayan bir kişi peşinen kuran'da yazılanları kabul eder fakat bunları yapmak-uygulamak kişinin kendi tercihidir yalnız kişi kesinlikle kuran-ı kerim'deki yazılanları kendine uygun olarak değiştiremez kuran-ı kerim'i bozuntuya uğratamaz, kuran'da bu günahın adı ''allah'a şirk koşmak'' olarak tanımlanmıştır.
gördüğünüz gibi islamiyet erkeklere ''bakire'' kadınlarla evlenmek zorundasınız diye bir baskı yapmıyor aksine erkekleri ''bakir'' kalmak konusunda diretiyor ve ayni sure'nin 5. ayetinde
''Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.''
diyerek de bir yerde açık kapı bırakıyor.
(ikinci grup)(birinci azınlık grubu)
ikinci grup kendisinin ''Türklüğe'' sonuna kadar bağlı olduğunu, türk'lerin çok gururlu bir millet olduğunu ve eşlerinin daha önce başkalarıyla düşüp kalkmasını kabul edemeyeceklerini söylerek ''bakire'' eş ararlar. bu gruptakilere birilerinin ''bekaret''in dinsel bir kavram olduğunu, budizm haricindeki bir çok dinin evlilik öncesi ilişkiyi yasakladığını, islamiyet'inde bu dinlerden birisi olduğunu bunun türklükle veya türk örf ve adetlerinle bir ilgisi olmadığını söylemesi gerekir.
(üçüncü grup)(ikinci azınlık grubu)
bu kişiler ''saf anadolu insanı'' olarak tanımlayabileceğimiz gruba girer, bilmeden ''bekaret''i savunurken kötü bir niyetleri yoktur, en azından şehirde elinin altında internet-kitap-bilgili insanlar gibi bir sürü seçenek varken bunları kullanmayıp, halen ''oğlum vursun kızım dursun'' anlayışına sahip insanlara göre daha temizlerdir.
not 1; gruplara ayırmamın sebebi yazının daha kolay anlaşılabilmesidir, tabiki bütün genellemeler yanlıştır ve ben ev ev gezip insanları gruplara ayırmadım.
bu yazdıklarımdan ne çıkar bilmiyorum ama en azından ''her sevgilim versin ama karım bakire olsun'' anlayışı çıkmaz, burada hemcinslerimin ikiyüzlülüğü devreye giriyor, bu olay sadece islamiyet ile ilgili ise, bakir kalırsın bakire eş alırsın yada tam tersini uygularsın eğer islamiyet dinine inanmıyorsan yada dini inançları kuvvetli biri değilsen zaten ''bakir-bakire kalmak'' konularında bir sıkıntın yok demektir, he eğer mesele, ülkemizdeki kadınların ekonomik bağımsızlığı yeterli seviyede olmadığı için onları ezmek, cinsel ayrımcılık uygulamaksa kimse kimseyi yormasın, kendi kendimize takılalım.