devlet memurluğu

entry54 galeri
    32.
  1. Devlet memurluğu herkesin gıptayla bakıp imrendiği ama içyüzünde ise hiç de öyle imrenilecek bir tarafı olmayan prangadır. Evet pranga. Elinde kolunda boynunda.. 12 yıldır devlet memuruyum. Sıradan bir memur değilim mesleğim var, halkla bir alakam yok, maaşım devlet memuru standartlarının çok üstünde ama Bugün bir kez daha anladım ki memurluk esaret demek. Üzerinde sürekli amirlerinin baskısı. Üstelik çoğu üniversite mezunu bile değil, hasbelkader açıköğretimde işletme okumuşlar koltuklarına oturunca, iki lafı bir araya getiremezler ama dilbilgisi uzmanı gibi yazılar üzerinde sürekli oynarlar. Bir devlet kurumundan yazı bekliyorsanız hapı yuttunuz, o edebiyat fakiri amir o yazıyı en az 7 kez değiştirecektir. Sorsan hayatında eline kitap almamıştır ama ki li cümle kurup "olup" la biten kelimelerden sonra virgül koymaya bayılır. Olup zaten bağlaç dersin mal mal bakar yüzüne. Neyse yaratıcılığını köreltir bu memurluk, ilk 5 seneki azmin, hırsın, yenilikçiliğin o yıllardan sonra hızla seni terkeder, rutine bağlayan iş hayatın gibi sen de o 4 duvar arasındakilere dönüşmeye başlarsın. Güldüğünde sesin çok çıkıyor diyen amirin gibi asık suratla dolaşmaya başlarsın. Gözün sürekli saatindedir. Devletin amiri memurunu da itinayla kendi gibi renksiz yapar. Her şeyine karışır. Halk özgürdür ama memur özgür değildir. Kulağındaki deliklerden burnundaki hızmaya, saçındaki mor renklerden ayağındaki kırmızı ayakkabıya kadar karışır. Renk istemez, siyah, lacivert veya gri olmak zorundasın! Canı ister iznini yakar, hakkını ararsın sana takar! Ben ne mi yapıyorum? 5 e kadar saate bakıyorum, itaat ediyorum. Sonra benim hayatım başlıyor. Sabaha kadar unutuyorum. Tatillerdeyse telefonumu kapatıp yurtdışında geziyorum. Öyle bok atmayın devlet memuru olmak yatmak değil o uyuz amirleri çekmek, onların esiri olmak demek.
    22 ...