sözlük yazarlarını dumura uğratan olaylar

entry14 galeri
    7.
  1. 25 yıllık hayatımda yaşadığım en şoke edici olaydır. gerçi yaşadığım da 22'ydim. ağustos ayları falandı.

    en yakın arkadaşım olan sezgin ile dershaneden mezun olduktan sonra sevdiğimiz bir hocamız ile buluşma ayarlamistik. gittik güzelyalı'da bir kafede eşi çocuğu ile beraber oturuyoruz. pat bir telefon geldi. neyse sezgin konuştu kapattı. istanbul'dan meltem* geliyor 24'de hava alanından alcaz dedi (iki günce izmir otogar'da bir kızı gelecek diye tam 5 saat bekledik. neyse bu ayrı bir hikaye).
    ben tabi sezgin'e dönerek bir önceki olaya benzemesin dedim. yok bu sefer kesin dedi eyvallah dedim. saat 23'de kalktık yalidan havaalanina geçtik(altımızda sorunlu bir araba olan chevrolet aveo var. bakımdan yeni çıktı).

    kız geldi aldık. bindik arabaya yola koyulduk. istikamet izmir'in öbür ucu bostanlı.
    dedim ki sahilden gidelim.
    yok dediler, çevreyolu daha hızlı olur falan tamam dedim. gerçekten de hızlı geldik. biraz vakit geçirelim diye sahilde takildiktan sonra kızı evine bıraktık. daha sonra biz de evlerimize geçmek için yola koyulduk. istikamet benim evimin olduğu bayrakli.

    biz sahilden sahilden ilerlerken tam turan mevkisinde geldiğimiz de araba tekledi. saat gecenin 2'si bilen bilir in cin top oynar o saatte orada. neyse tekrar bi marş bastık bayraklı sevgiyoluna kadar geldik ve su anki metro istasyonunun hemen altında araba kaldı. mars basıyoruz almıyor falan derken bi baktık yakıt bitmiş(burada suç bizde değil arabanın çok yakma problemi vardı. arızasıni gidermemisler). neyse biz telefonlara sarıldık sağı solu arıyoruz dönen yok. dedim gidelim bari bizim evden şişe falan alalım parada alırız mazot alalim da çalıştıralim.

    ağustos gecesinin sıcağında yaklaşık 10 dakka yürüdük evden alcaklarimizi aldık ve smyrna meydanı'nda su an adı pars olan eskiden petrol ofisi olan benzilige gidelim dedik. gittik ve birde ne görelim benzinlik el değiştirmiş. bu nedenle tadilat var ve kapalı (tabi bu yeni yapılan yol ve bornova tarafındaki opet o zaman yok). dedim manavkuyu tarafında bp var oraya gidelim bari. neyse baya bi yürüdükten sonra kan ter içinde geldik. 2.5 litre aldık. bu esnada da gece saat 4 ve açık bir market gördüm dedim bari son paramızla sigara ve su alalım. sezgin al gel ben oturuyorum burda diyerek mazot'u önüne alarak çöktü. bende gidip aldım geldim. ve geri dönerken gayet normal eli yüzü düzgün bir adam yanımdan ve ben oturduktan sonra arkamızdan geçti. sigaraları yaktık ve bu adam bize doğru yaklaştı. ağzından çıkan ilk cümle şu oldu:

    "pardon, size bişey sorabilir miyim? "

    biz gecenin 4'ünde muhtemelen ya sigara ya para isteyecek diye bekliyoruz ama bizi dumura uğratan durum ise bambaşka. o gayet delikanli görünen arkadaş aynen şunu sordu:

    "size sakso cekebilir miyim? "

    o an resmen şoka uğradık. sezgin'le göz göze geldik. tam ayağa kalkacaktım ki sezgin araya girdi ve su an cinlerim tepemde siktir git yoksa anam avradım olsun şu benzin ile seni yakarım bu laf üzerine oturdum ve o delikanli gözüken arkadaş eyvallah diyerek uzaklaştı....

    tabi bunla da bitmedi devamı da biraz trajik komik sayılır. biz hadi gidelim dedik ve yola koyulduk. bu arkadaş ise otobüs durağında oturuyor. dedik şimdi bu saatte bu soruyu soran boş değildir. salça olur falan emanet vardır karşıdan gidelim. geçtik karşıya. devam ettik. bu arkadaşla yaklaşık 100 metre mesafede oldu aramızda ve dönüp baktığımda geldiğini gördüm. şu an folkart towers'in olduğu yerde ki bornova yönüne gidilen yola bir polis arabası döndü.
    hah dedim şimdi seni verdim polise.
    yolun ortasına geçtim kollarımı açtım polisin durması için yaklaşık 10 km hızla giden polis arabasının içinden şoför olan polis soluma geçip iyi geceler gençler diyerek gitti.

    laaaan! olum ya başımıza bisey gelmis olsa? hadi onu geçtim belki manyağım önüne atlamışım. sen niye duramazsın? polise sağlam bir giydirdikten sonra yola devam edip kavşağı döndük ve hemen birer sopa bulduk. artık gelirse dönüp dovecegiz. şansımız varmış ki kavşağı döndükten sonra peşimizden gelmedi. ama tabi bununla da bitmedi. yolda ters istikametten yürüyoruz. adliye tarafından gelen yoldan bir polis ekibi tam smyrna meydanına yaklaşmışken bize bakarak geçti ve bizde hah bize geliyorlar dedik ve bekledik. şakacı bir polis araç durur durmaz hayirdir molotofcular nereyi yakmaya gidiyorsunuz dedi tabi biz şok! neyse aracın yolda kaldığını falan anlattık gelin götürelim dediler. hele şükür bi insan evladı çıktı dedik. aldılar bizi metronun oraya bıraktılar.

    biz hemen tabi araca koşup yakıtı koyduk fakat o da ne araba yine çalışmadı. artık burada sabahı bekleyeceğiz derken saat 6 da aradığımız bir arkadaş geri dönüş yaptı. anlattık olayi geldi. oğlum dedi bende az ilerde köprüde kaza yaptım sabaha kadar oradaydım. köprü suanki adnan kahveci köprüsü. yav şansımızı sikeyim dedim ordan yürüsek gorecekmisiz. her neyse gittik bu sefer daha fazla yakıt alıp arabayı çalıştırıp evlere dağıldık.

    sezgin ve benim hayatımızda hiç unutmayacağımiz anılarımiza bir yenisi eklendi. tabi bu olaydan sonra 1 ay boyunca ne o ne de ben bulusalim demedik.*

    not: homofobik değilim. lgbt bireylerine saygım sonsuz ama bu nasil bir cesaret? ha bir erkek hiç tanımadığı bir kadına gel sikiselim mi demiş ha bu pezevenk size sakso cekebilir miyim demiş aynı şey bence.
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük