tamamen sustuğumda konuşmaya başladım belki de çünkü bunca zaman çok konuşarak gizledim kendimi. şimdi hiç konuşmadan anlatıyorum .çünkü koşulsuz sevilmeye beklentisiz sarılmalara ihtiyacım var çünkü çok yorgunum içimde bi şeyler tükendi belki de çok şey.belki de içim tamamen tükendi.sözlerim tükendi beynim tükendi mimiklerim tükendi.konuşamıyorum dayak yemiş gibiyim.şiddetli geçirilen bi panik atak nöbetinden sonraki yorgunluk gibi.konuşmiym istiyorum yanımdaki de sussun.sadece güvende hissediym.içten gülemiyorum.en çok da bu umutsuz yapıyo beni.içten gülmeyeli ne kadar oldu diyorum ama sen gidişimi nelere yoruyosun kimbilir.gitmek için susmadım,artık konuşamadığım için gittim.mutlu bi kahvaltı büyük bi hayal şuan benim için.ben henüz uyanmak istemiyorum ki günışığına.çünkü günışığının içimi ısıttığı yerde değilim.hiç mutlu değilim.mutluluktan söz etme hatta o çok lüks şuan.ben daha uyumak istediğim yerde değilim.bi an önce sabah olsun istanbul güneşine uyanmak istiyorum dediğim günler yok artık,hiç yok.beni anladığını söylüyosun anlamak yetmiyo,yetmeyince konuşmak da anlamsızlaşıyo ve tükeniyo işte.neşeli neşeli yürüdüğüm caddeleri özlemiyorum ben.o neşeyi özlüyorum.bende yaratılan güzel duyguları.bak kasım geldi,doğum günüm yaklaşıyo.sorsana kim yüzünü güldürcek diye.sorabilir misin soramazsın bak ne kadar mantıksız.çünkü biliyosun bu ait olmadığım yerde hep maskeyle gülücem.bu yüzden doğum günümde de içimi ısıtıp yüzümü güldüren bişey olmicak.olsa da yapay olcak ya da yüzeysel.işte şimdi de bana konuşmak öylesine mantıksız geliyo ki..çünkü acı çekiyoruz mutsuzuz istediğimiz şey tam olarak bu değil.her sarılmanın bi cezası var ya da bi şartı ya da bi zorluğu.sarılsan bi türlü sarılmasan...kafan karışmasın.sarılmak kötü değil.kötü olan ne biliyo musun...en son ne zaman mutluluktan sarıldık hatırlamıyoruz bile sen ve ben.işte bu yüzden sesim ve mimiklerim tükendi...ben tükendim...