Otobüs durağındasın , bekliyorsun, pazar sabahı çalışmak canını sıkıyor ve güvendesin . güvende olman gerek, insanlar yerleşik hayata geçip çiğ et yemeyi bırakalı ooo çok zaman geçmiş. Gökdelenlerde , plazalarda yaşanıyor , cep telefonu icat edilmiş, televizyonda sayamadığın kadar kanal, evet güvende olmalısın...
yanılma sakın yanılma, güvende olduğuna kanma, bir saat içinde dünyanı değiştirecekler senin, o kadar aciz ve savunmasızsın ki, narin ellerinle atacağın tokat işlemeyecek bile tenlerine , çığlıkların havaya karışacak, içine akıttıklarınla , çamur içinde , bedenin mosmor bırakıp gidecekler, hani çöpleri bile poşete koyup atarlar ya , o yüzden ormana bıraktılar seni, görmesin kimse, kalk ayağa şimdi tutmayan dizlerinle, ara anlat, anlatırken anlama ne yaşadığını, tanımadığın yüzler kaldırsın seni topraktan, üstünü örtsünler, hastaneye götürsünler, diazem vursunlar, bedeninindeki yaraları sarsınlar, ee başka yapılacak ne kaldı. bir saat içinde karanlığa gömülen seni karanlığa gömenlerin gözleri, bedeninde dolanan ellerin can acısı, boğazında çığlıkların, kimse duyamaz artık seni...