29 ekim 1923. Ezberlediğimiz, anlamını, ne ifade ettiğini kaybetmeye başlayınca anladığımız Cumhuriyetimizin kuruluş tarihi.
Cumhuriyet kurulduktan sonra halkı düşünmemeye sevk eden tekkeler, zaviyeler kapatıldı mesela.
Üç kuruşluk adamlar kendi halkının üzerine tank sürmesinler, çocuklara tecavüz eden öğretmenlerin olduğu dernekler olmasın diye.
Laiklik kabul edildi, medeni kanun değiştirildi. Şortlu kıza tekme atan pezevenk için mahkeme doğru karar versin, devletin başı mırıldanılabilir dediğinde; 'hayır kardeşim mırıldanamazsın' diye bağıralım diye.
Sanayiye büyük önem verildi; Karabük Demir Çelikler, Sümerbanklar, Çaykurlar, MTA’lar, şeker fabrikaları kuruldu. Herkesin refah seviyesi artsın, bir anda gemicikleri olan insanlar peydahlanmasınlar, paracıklar sıfırlanmasın diye.
Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu, aşar vergisi kaldırıldı, köylü tarlasını sürsün, öğrensin, vatandaş yerli malı yesin, %70’ini ürettiğimiz fındığın işlenip ülkeye geri ithal eden politikalar yaratılıp çiftçiler isyan etmesin, yüzbinlerce ağaç kesilmesin, protesto için çiftçiler ürünlerini sokaklara dökmesinler diye.
Kültüre, sanata yatırım yapıldı. Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kuruldu. Lozan hezimet miydi zafer miydi dediğimizde dönüp bakalım, iki ayyaş dediğin adamlar sayesinde bu ülkede çıkıp konuşabildiğini anla diye. Kültür merkezleri kapanmasın, sanat eserlerinin içine tükürülmesin diye.
Harf inkilabı yapıldı. Cumhuriyet okulları, mahalle mektepleri, köy enstitüleri, her ihtiyaç alanında fakülteler, kürsüler açıldı. Acile giden erkek hastaya elini sürmek istemeyen kadın doktor yüzünden ölünmesin, insanlar dünyada olan biteni öğrensin, fotokopili değil gerçek diplomalı liderler yetişsinler diye.
Uluslararası takvim, saat, rakam ve ölçüler kabul edildi. Kafana göre saatleri geri alma, dünyayla bağlantını koparma, canın istemediği zaman ben saatleri geri almıyorum ulan deme, interneti zırt pırt kapatma diye.
Kadın hukukunda reform yapılarak Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Kadınımız baş tacı olsun, yılda 500 kadın kocası tarafından öldürülmesin diye.
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh felsefesiyle bir ordu kuruldu. Dost ülkeler olsun, ona buna kabadayı gibi atarlanmayalım, sınırlardan elini kolunu sallayan girmesin, olan Mehmetçiğe, gariban vatandaşa olmasın diye.
Azınlık Kontenjanları ile azınlıkların mecliste temsil etme hakkı sağlandı. Biri çıkıp yahudi dölü demesin, afedersiniz ermeni açıklaması yapıp bizi yerin dibine sokmasın diye.
Ve Atatürk Cumhuriyeti ilanından sonra ; ‘Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz’ dedi. Çocuklarımızı Cumhuriyetin bekçileri olarak yetiştirelim, bizi yıkmaya çalışanların önünde dimdik duralım, Muz cumhuriyeti, islam cumhuriyeti olalım diye değil…
Can babanın dediği gibi; 'Yaşasın Cumhuriyet, Çünkü Sünnet Değil, Farzdır Cumhuriyet’