ölmek birşey değil, yaşamamak korkunç, diye buyurmuş victor hugo hazretleri.
tarihler boyunca ölmekten baska birşeyi mahareti olmayan kitleler koşa koşa ölüme giderler ve sanki matah birşeymiş gibi ölebilmeyi bastaci ederler.
ta roma devrinden beri ave caesar morituri te salutant söz kalıbı değişik versiyonlarla karsimizda cikmakta ve birtakım kalem efendileri ise ölmeyi ve ölebilmeyi kitlelere sanki kutsalmişcasina pompalamaktadir.
bir takım apoletli baykuslar madalya koleksiyonlarina büyük bir aç gözlülükle madalya katmak için hiç utanmadan büyük bir manyaklıkla süvarileri topcu atesi üzerine yürütmektedirler. sonuc mu? canini veren asker sadece bir isim olarak tarihin tozlu sayfalarinda bir dip not, apoletli baykuslar ise etleri cürümüş kuru kafataslarindan oluşmuş tepelerin üzerinde magrur bir pozda karsimizda cikiyorlar.
gelişen teknolojiler sayesinde artik insan faktorunun savaslardan coktan emekli oldugunu pas gecerek kan tacirciliği yapmak biraz bana abes geliyor. uydu sistemleri sayesinde anli sanli birliklerin yerinin şıp diye bulundugu ve koordinatlarinin tespit edildiği günümüz dünyasinda tereyağı yerine top demek biraz komik kaçmıyor mu?
elbette komik kaciyor. hatta kozmos diyalektiği bunu diyenlere kehkeh gülüyor.
diyelim ki 100.000 kişilik bir ordunuz var bir savasa giriyorsunuz. hasim ülkenin atom bombasi var ve daha savas ilanini ahaliye beyan etmeden atom bombasini birliklerinizin üzerine atsa ve birliklerinizin külü bile kalmasa, askerlerinizin sehit olmasinin bir getirisi olur mu?
olamaz tabi ki.
bu suretle eski alışkanlıları terk etmek iktiza etmez mi?
birşeyler için ölmek kadar basit birşey yoktur. ama zor olan birşeyler için yaşamak ve yararli olabilmektir.
bunun da binbir yolu vardir.
mesleğini hiçbir yalan söyleme gereksinimi duymadan yapabilmektir.
öyle hamasi nutuklar, bandolu marşlı övünmelerle kan tacirliği yaparak değil.
sizleri ben kurtaricimlikla da olmaz bu işler.
gelgelim ki hala sartlanmalardan sıyrılamayip hezeyanlar içinde hapis oldugumuzdan kelli 20. yuzyili nasil ıska geçtiksek bu yüzyili da öyle ıska gececekmiş gibi duruyor.
bazukaya karsı okla yayın hükmü ne ola?
siz tarihi kemal kara efendiden ögrenmeye devam ediniz...