nefessiz kalma sebebi...
tek kelime ile ev hanımlarını embesilleştirmek için, amerika tarafından yapılmaya zorlanmış olduğunu düşündüğüm program çeşiti.
anlatayım;
şahsım bir gün hafta içi evde keyif yapmak istemiştir... öğle kuşağında, meşrubatım yanımda, uzatmışım ayaklarımu pufa... ohhh! elimde kumanda açtım televizyonu. dedim ki ulan dünya varmış be! hayat bu işte!! Neyse efendim gezmeye başladım kanalları... çok değil 3 sn sonra anladım ki karşıma çıkan, elinde şiş-iplik-silikon tabancası bulunduran herkes delirmiş. nasıl olurda her kanalda bir sunucu, 15 tane de teyze birlik olur ve bu işe baş koyar! hayır yaptıkları şey şu; çöpe bir şey atmayın!
neden?
yok efendim eski eşyaları dönüştürecekmişiz de, israf yapmayalım da... tamam çok güzel, doğru diyorsun da teyzecim eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur inerdi! hem öyle böyle değil, hiçbir şey attırılmaz mı ya? hayır duyduğumda dehşete kapıldığım cümle şu; "eveeeett becerikli hanımlarımız bu haftaa portakal kabuklarınızı atmıyorsunuzzzz".
kafayı mı yedin ulan?
portakal kabuğu tutulur mu hiç? biriktirilir mi? at doğaya karışsın, toprakta gübre olsun, vitamin olsun... evinin hangi nadide köşesinde saklayacaksın portakal kabuklarını.
"hanımlar bakın burdan eski tişörtlerinizin kollarını kesiyorsunuz, şoordan bir lastikk, orasınada pullar dikinceeee, çok güzel bir etek olucakkk..."
bir kere ben üzerimde paralanmadıktan sonra hiç bir tişörtümü anneme toz bezi olsun diye vermem, -ki eski tişörtten olacak en iyi dönüştürme toz bezi projesidir. etek ne lan! git al pazardan 5 liraya 10 liraya... neyse ben vericem parasını. uğraştığına değmiyor ki. g.tüme benziyor hepsi, bütün yaptıkları b.k gibi.