bu ülkenin en büyük sorunu kanımca neye karşı savaştığını bilmeyen insanların yanlışlıkla birbirlerini öldürmesidir. bu kısır döngüye yakıt sağlayan mekanizma ise susturma, yasaklama ve yalanlamadır. çünkü bunlar bizi gerçeklerden uzaklaştırır. kime veya neye karşı savaştığımızı bilmemenin acizliği ve korkusu içinde kardeş dediğimiz insanları bir çırpıda harcayabiliriz. şundan eminimki bu ülkenin iyiliğini düşünen bunca insan içinde birbirlerine karşı bu kadar komplo teorisi yazıp birbirleriyle sürekli, manyakça ve hepimizi geriye düşürecek şekilde güç mücadelesi yapılması da bundandır.
bugün anadolu burjuvazisiyle yükselen akp, modernizm burjuvazisiyle kıran kırana bir savaş halindedir. biz de bu savaşı kendimize dahi itiraf edemeden taraf olup (o görüş ya da bu görüş hiç farketmez) tartmadan birbirimize saldırıyoruz. işte şerif mardin senelerdir bu savaşı gören (taraf olsun ya da olmasın) büyük bir objektiflikle yazan bir sosyal bilimci. son seksen yılımızın önümüzdeki seksen yıl daha yaşanmasını istemeyen biri olarak şerif mardin'in çevre-merkez teorisinin (kastım zaten varolan bu teorinin türkiye uyarlamasıdır) ve onun kollarının iyice irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum.