sevdiği kişiyi ötekileştirmemek. derim ben buna. gidip başkasını sevdi diye fişi çekmeyi hiç düşünmedim. sevebilir. aşkından ölebilir. çağdaş sevebiliriz o vatandaşla. bunlar hep ayrı mevzular. hani senin içine oturmuş, yayılmış bi kararlı yapı var ya bu daha çok onunla ilgili. onun seni sevmemesi, başkasını sevmesi, seni reddetmesi çok da umrunda değil. zaten umrundaymış gibi yapsan da uzun süre içinde aşk acısı olarak yaşıyorsun, dışardan gören gamsız sanıyor. ama işte seni bu süreç hareketsiz, kaskatı, eğilmez, bükülmez birine çeviriyor. farklı kalıplara girmiyorsun. olduğun yerde hep aynı vaziyette rodin in düşünen adam heykeli gibi yekpare duruyorsun. bu yüzden hala seviyorsan sevmiyormuş gibi davranıp oynayamazsın. devam edersin yola. sevmek iki kişilik felan değildir. inanmazsın bu tür saçmalıklara. sen ne zaman kontağı kapatırsan o zaman biter. yoksa o gitmiş falancayla sevgili olmuş, ayrılmış hikayesi mi biter dünyada. başkasını sevmeden önce ben vardım, başkası yolcu ben hancıyım olayı da var zaten. ama bi yere kadar. her şeyin bi sonu var. ve o son tarihini benim bilmediğim bir son olarak yazıldı alnıma.