bir gün fethullah erbaş, deniz gezmiş ve arkadaşları istanbul üniversitesi hukuk fakültesinde konuşurken bir gericinin üniversitede konuşma yapacağını duyarlar ve bu konuşmayı provoke etmeye karar verirler. önceden konuşmanın yapılacağı salona gidip birkaç kez tespit yaparlar. nerede oturacaklarına, nereden kaçacaklarını tespit ederler. fethullah erbaş ön tarafta oturacaktır en iyi anı kollayıp o an gelince slogan atmaya başlayacaktır ve arkadan deniz gezmiş ile arkadaşları bu sloganlara destek çıkacaktır. aynı zamanda iki solcu gazeteci de oraya çağrılmış ve bunun fotoğraflanmasını talep etmişlerdir.
her şey planlanmıştır. konuşmacı gelir ve konuşmaya başlar. on dakika yarım saat bir saat iki saat derken konuşma biter. provakasyon olmamıştır çünkü fethullah erbaş işareti vermemiştir. konuşma bitince deniz gezmiş ve gazeteciler gelip fethullah erbaşa sitem ederler neden başlamadın diye. cevabı aynı şu şekilde olmuştur: "yahu benim bir şey dememe gerek kalmadı ki, ne diyeceğim varsa hepsini adam söyledi zaten."
bu konuşmacı merhum mücahit profesör doktor necmettin erbakandır. fethullah erbaş o konuşmasından bu yana erbakan hocanın yaveri konumuna girmiştir ve yıllarca erbakanın en rütbeli kurmaylarından olmuştur.
necmettin erbakan bu ülkede emperyalizme, siyonizme karşı mücadele eden en şerefli hareketin öncüsüdür. fethullah erbaş ise bu hareketin demirbaşlarındandır. allah bize nasip etti bizde bu harekete katılıp bu değerli anıların daha nicelerini dinlemeye fırsat bulduk.
