Korkan arkadaşlar için yazıyorum;
Anlatılan gibi bir ortam yok beyler, taksimdekine de gittim, bahçeşehir üni.'nin içindekine de, Bursa'dakine de...
Mantık düz, gir mekana, "bana bir filtre kahve, -küçük- boy" (heriflerin küçük boyu bile kova, alınca görürsünüz) de, herif adını soracak, söyle, parasını ver, kahveyi al, bir köşeye tüne. Zaten kahve kültürünüz yoksa acı gelecek, yarısında atarsınız, ortamlarda da hiç gitmedim diye kötü hissetmezsiniz(tabii hissediyorsanız).
Bakmayın Berkecan'ların Pelinsu'ların oralar için "sıtarbaks harika bir yerrrr, ortam choq sheqillll!" demelerine, içeride bir bok yok ortam arayana, birkaç tane berkecan pelinsu kesişiyor standart, kalan ekip elinde laptopu kitabı takılıyor işte beleş internet var ve karışan yok diye. Dışarıdan adamlar süslemişler mekanı, kahve aparatları da haşmetli gözüküyor diye bu şatafat, o dev makinelerinde sütü köpürtmek, kahveyi bekletmek gibi işlevler dışında bir jantisi yok.
Öyle kasılıp "wayt çaklıt moka plizzz, dabıl şat olsun, toooğl boy" diyip şekil kasmaya gerek yok, ekşici fularlı abilerin falan işi o. Bildiğin sütlü kahvenin biraz şekillisi, adı ingiliççe diye hava basıyor özentiler, durum bundan ibaret.