sobalı evde büyümek

entry179 galeri
    36.
  1. nispeten kalabalık bir aileyseniz türlü zorluklara rağmen mükememli bir çocukluğunuz geçer. bilenler bilir, trakya berbat soğuk olur kışları, götünüz donabilir. tabi ki kar da yağar ve ufacık bir veletseniz ve sizden bir kaç yaş küçük bir kardeşiniz ve bir kaç yaş büyük bir abiniz varsa bu mükemmel çocukluk kavramı sizde daha büyük bir şekilde hissedilir.

    yaşım daha yedi falan, arkada küçük bir bahçe var, yalvara yakara anneme tavşan aldırtmışım; sanki kedilerim yetmiyormuş gibi. evin orta yerinde büyük bir soba var. herkesin yaptığı gibi annem bir minder koymuş, uzanıyorum, hayal meyal hatırlasam da unutamayacağım kareler de var. ağlıyorum işte, "tavşanlar üşüyecek, alalım onları içeri" diye anneye. lan tavşan üşür mü hiç bile demiyor kadın, biliyor inanmayacağım, alıyoruz içeri. minderde beraber uyuyoruz. çok fazla kanal da yok tv'de. bizimkileri falan izliyor aile heralde. kestane falan kokusu geliyor. bir de benim attığım portakal kabukları, pislik yapıyorum işte. gene kızamıyor annem. bodruma iniyor, odun falan getiriyor, gece yanıyor onlar. sabah kalkıyorum gene yakmış valide, uykulu uykulu okula gideceğim, sıçsam kıçım donar ama mutfak sıcak işte. nasıl bir ısıysa, nasıl muhafaza ettiyse o sıcaklığı annem, okulunu okuyorum valla hala yapamam heralde.

    tabi güzel taraflarını anlatıyoruz biz, güzel aile, kedi tavşan, kestane. bana sorarsan süper çocukluk da, ulan şimdi düşünüyorum da külleri de bitmezdi onun, perdeler siyahlaşır, kısaca valide en az 5 sene yaşlanırdı dertten. şimdi mi, özlüyorum be, tavşanı özlüyorum. annemi de tabi, annem ne kadar özlüyor o günleri bilemem.
    0 ...