ben bu yazıyı sana yazdım 4 kişilik ailemin en küçük üyesi 8 aylık kızım, mis kokulum bazen de kusmuk kokulum. hayat ne garip değil mi annene kabus gibi bir hamilelik yaşattın. kadın ilk 3 ay hastanedeki serumlarla beslendi sürekli kusmaktan. sen normal doğum için doğru pozisyondayken sağ gösterip sol vurarak 6. aydan sonra başını yukarıya verdin. sonra da ayağınla suyunu boşaltarak bizi koştur koştur doğuma getirdin. allah'a şükür sağlıklı sıhhatlisiniz ikinizde 3 yaşındaki abinle biz buna şükrediyoruz.
bak ben oğlumu çok seviyorum, o kadar çok seviyorum ki hayatımda onunla eş değer bir anneni sevmiştim, hatta kimi zaman annenin üzerine koymuştum ona olan sevgimi. bazen öyle bir konuşuyordu ki sarı bıdık karşındaki 3 yaşında bir velet değil de sanki yetişkin bir insan dedirtiyor insana, bazen onun sürekli yetişkin gibi muamele etmesini bekleyerek hata ettiğimiz de oluyor, gereksiz kızıyoruz ona. ama çok seviyoruz ki bu hayatımızın gerçeği. ailede hepimize düşen sorumluluklar var. bize düşen de sizi sevmek.
sen doğduktan sonra ve evde senle daha fazla vakit geçirdikten sonra seni de öyle sevdim ki, bir baba için kız babası olmak farklı bir hissiyat evet. ben seni başka seviyorum be kızım. abin sarışın kıvırcık saçlı, uzun boylu ve maşallah akıllı bir kişilikken sen kara saçlı, değişik sevimli bir şey olarak çıktın karşımıza. hareketlerinden senin de abinden aşağı kalmayacak bir akla sahip olduğunu anlayabiliyoruz. Annenin dediği gibi bizim canımıza okuyacak mısın bakalım bıcır bıcır.
Allah yüzünden gülüşünü eksik etmesin. keyfini neşeni hiç bozmasın. bize seni güzel bir şekilde yetiştirmeyi nasip etsin seni de bize hayırlı evlat etsin. bücürüküm benim.