Bunun hakkında iki kelam edebilen insanlar bu eylemi mutlaka akıllarından geçirmiştir. Bilmem iki kelam edebilir miyim ama ben de bir şeyler yazmak isterim.
Bulunduğum mekana, zamana;yanımda olan insanlara, hayvanlara; izlediğim filmlere okuduğum kitaplara dinlediğim müziklere........ kısa süreli adaptasyondan sonra gece olmasıyla sonlanan ve ardından başlayan bir iç sıkıntım var. Yarın yine aynı kısa süreli uyumluluk yükümün olduğunu bilmek beni intahar düşüncesine sürükleyen düşüncelerden. intihar etmeye çalışsam nasıl hissederim? sorusuyla başladı. Önce korktum. Düşüncesi bile korkuttu. Bıraz çocukluk vardı ilk soruda. "evet yapılabilir fakat öyle sıradan bi intihar olamamalı" diyerek intihar mekanları tasarlamaya başladım ikincide. Sonra ölümden korkmamaya başladığımı hissettim. Başıma gelebilecek en son nokta ölümdü en nihayetinde.üçüncu sorum şöyleydi: "eğer ben intihar etmek istersem beni bundan ne/kim vazgeçirebilir?". Bunun cevabını uzun bir süre bulamadım. Hala müthiş iç sıkıntım vardı. Bir gün bu iç sıkıntının şekli değişti. Heyecan ekilmişti sanki kalp kabımdaki hisler çorbama. Çok sıcak içemiyorum. Ama o çorbanın varlığı açlığımı bastırıyor. Bir gün tok olmanın umudu doluyor içıme. Bu umut varken nasıl intihar edeyim söyle. Ve cevabım buydu. Beni intihardan vazgeçirecek şey hislerdi. Aşktı.
Ve eklemek isterim:Bir gün intihar edebilecek olmamın çekiciliği benim ilhamımdır.