Bir şeyin varlığını veya yokluğunu ispat etmek için önce varlık ve yokluk tanımlarını açıklamak gerek. Misal bir insan 'ben varım' derken ne olarak var olduğu aslolandır. Beden olarak mı, enerjisel olarak mı yoksa bir bütün olarak mı? Lakin biz 'ben varım' diyen kişiyi ancak bedenen veya duyularımız aracılığıyla hissederek bilebiliriz. Enerjisel olarak deneyimleyemediğimiz için zihin bir somutlamaya ihtiyaç duyar. Onun haricinde zihne kayıtlı olmayan şeyler bu mekanizmanın dışında kalır. Burada mantık ve zekanın kabul gördüğü mertebedede bir işlevsellik ön plana çıkar. Mantık ve zeka bilincin ışığında ne kadar açıksa sorgulama da o kadar artar. Ya da inanç veya bir takım reddetmeler devreye girer. Bir şeyin varlığını kabul etmek ya da reddetmek gibi. Kimileri aşırı uçlarda yaşar bu her iki olguyu. Burada bir doğru ya da yanlış vardır diyemeyiz. Ancak düşündüğümüzde mantıklı gelen veya gelmeyen bir şeyden bahsedebiliriz. Bilimsellik ışığında deneysel olanı veya felsefi anlamda mantıklı olanı ya da dini anlamda maneviyatı ağır basanı, insan mekanızması, kendi bilincinin ışığında mantık ve zeka süzgecinden geçirerek kabul eder. Burada kişinin kendince benimsediği şeye bir gerçeklik de diyemeyiz çünkü gerçeklik de şartlara göre değişkendir. Burada kendimizce yarattığımız bir gerçekliğe marsa çıkınca aynı ortamda gerçek diyebilir miyiz? Ya da evrenin her hangi bir köşesinde? Gerçeklik, burada yarattığımız şeylerin evrensel olarak kabul gören şeklidir. Onun haricinde işin içine bir bence girdiği vakit öznellikten bahsedebiliriz. Lakin nesnellik derken burada ispat edilen ve sınırları bu dünyayı aşmış şeyleri de yokumsamamak gerekir. Ama bu dünyanın sınırları dışına taşmış olduğunu varsaydığımız gerçeklik ise genel olarak baktığımızda incir çekirdeğini bile dolduramayabilir. Özetle birisi bugün karşımıza çıkıp 'ben gördüm, tanrı var' ya da 'ben gidip baktım, yokmuş' dese bize çok saçma geleceği gibi, her iki kesim tarafından bunu ispatlamak için birbirlerini aynı derecede itin götüne sokması da saçmadır. Bu durumun varlığını veya yokluğunu ispat etmeye çalışan fenomenler elbette bu zamana kadar vardı ve gelecekte de yenileri çıkacaktır. Kısacası biz bu noktalara gelinceye kadar baktıģımız her şeye güzellik katabilirsek yaşadığımız dünyayı daha yaşanılır yapabiliriz. Her şeyi çok basit düşünürsek cevap bulabileceģimize de eminim. Bir canlı diğer bir canlının hayatını yaşananabilecek bu kadar büyük bir tabiat varken ancak bu kadar zorlaştırabilir lakin.