bu bazılarını o kadar iyi anlıyorum ki! ellerimden kayıp gitmek için denizanası kıvamına geldiklerinde bile iğrenmiyorum onlardan, onların kendilerinden iğrendikleri kadar..
oysa ki gül gibi gerçeklikleri, çelik gibi soğuklukları, ateş gibi acıları ve deniz gibi dipsiz sevinçleri olacaktı bağzılarının..