kadıköy kartal metrosu

entry201 galeri video3
    162.
  1. Son durum:
    Tavşantepe hattının açılmasıyla yoğun saatlerde kartal'dan kadıköy yönüne doğru metroya binenler, sonraki duraklarda metroya binenlerin elim kaderini(yaklaşık yarım saat ayakta beklemek) paylaşmaya başlamışlardır. Hat açıldığından beri sürekli deplasmana giden tavşantepe ve pendik ahalisi hattın devamı açılana değin avantajı elinde bulunduruyorlar. 'Metroda ayakta bekleyenler için alternatif aktiveteler' adı altında bir şeyler geliştirilebilirse istanbullu'ların şu boş boş ayakta bekleme zamanlarını daha güzel değerlendirebileceğini umuyorum. Genel olarak kulaklığı takıp müzik dinleme ve nadiren de zorlanarak okuma yapmak genel görünen aktiveteler fakat bunlar alışmak için uzun süre isteyen ve çok çabuk sabote edilebilen aktiveteler. Şahsen ayakta bekleyenlere tavsiyem zihinsel bir aktivetedir: düşünmek. boş boş cama bakmayı bırakıp düşünebilirsiniz. Aslında belediye metrodaki ekranlara -bu boşluğu farkedip- bir şeyler koyuyor fakat pek dikkat çekici olmayan şeyler. Ve ekranlarda dönen şeylerde sistemimizin nasıl kuru bir bilgi yığını olduğunu olduğunu yansıtan ezberci zihniyetin ürünü basit bilgiler. Esasında bu yabana atılacak bir mevzu değil. Her gün yüzbinlerce insanın gözünü diktiği ekranlara daha zihin açıcı şeyler koyup bunun üzerinden dimağların hareketlenmesini sağlayıp ulaşım araçlarını da bir nevi görsel eğitimin bir parçası haline getirmek fena olmaz. Tabii buna bütün insanların teveccühü olmayacaktır fakat çok az insanın bile zihnine bir içten yanmalı motor mekanizması oluşturacak bir enerji zerk edildiğinde bu proje başarıya ulaşmış sayılacaktır. Ama azizim nerede bizde o ileri görüşlülük ve o ufuk! Yolcusu da aynı aracı da aynı. Belki de bunun böyle olması bizim avantajımızadır. insanı yalnızca entelektüel gelişim gösterme çabasıyla algılamak da belki sakat bir düşüncenin mahsulüdür. Sistemin bunu yanlış bir şekilde farketmesi belki bizlerin daha geç onun yönlendirmeleriyle karşılaşmamızı sağlayacaktır. Aslında bunun 'modern' sistemlerde zihne olan etkisi keşfedilmiş ve uygulanmaya başlanmış olduğunu düşünüyorum. Buradan bakınca da gelişmemek ya da geç 'modernleşmek' belki bizi biraz daha "kendimiz" yapacaktır ama bu düşünce de pek sağlıklı gelmiyor. Bu sorunların temel kaynağı elbette bizim gibi insan olup pek insani düşünmeyen birtakım 'varlıkların' var olmasıdır. Şu güç manyaklığı, iktidar sevdası ve hırs bitseydi bütün bunlar konusunda çelişkiye düşmezdik. insan ne düşüneceğini şaşırıyor.

    Sait Faik bu metroları görse bence öykücülüğüne bir nokta koyardı diye düşünüyorum. Muhabbet yok, insanlar gerilmiş yaylar gibi... yaşasın robotlar çağı! Sesten yalıtılmış olsaydı eminim bu yeraltının derinliklerinde bizler kanlarımızın akışından başka bir şey duymayacaktık. Çok uzağa gitmeye gerek yok herkes kendine bir bakarsa halimizin hâl olmadığını, yanlızca basit birer gölge gibi geçip kaybolduğumuzu göreceğimizi düşünüyorum. Yine de umut fakirin ekmeği ve olmayacak şeyler de düşüncelerimizin çeşnisidir. Pes etmeyin. Bir şiir düşünün, mesela şu satırları:

    "Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
    ne harikûlâdedir
    160 kilometre giderken öpüşmesi..."
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük