geçmişte yaşanan kötü tecrübelerin sonucudur. aslında bir nevi sizi üzen insanların faturasını hayatınıza yeni giren insanlara kesmektir. güvenmek küçük prensin tilkisinin de dediği gibi gözyaşı dökme riskini göze almaktır. güvene yanıla, güvene yanıla dizi dirsekleri yara bere içinde kalan kişi en sonunda hepsinden vazgeçer. bir nevi koruma mekanizması aslında.
buraya kadar tamam. ama bir nokta var ve insan bunu bir hayli zaman geçtikten sonra görüyor. yeniden üzülmemek için karşındakine güvenmediğin her an aslında daha kısa dönemde üzüntü oluyor insana. güvenmeyince huzur olmuyor çünkü. güvenmeyince kendini herhangi bir ilişkiye (bahsettiğim sadece kadın erkek ilişkisi değil, dostlar arasındaki ilişki de olabilir) veremiyorsun. ve sürekli kendini tuttuğun, kısıtladığın bir hayat yaşıyorsun.
sonuç olarak tam ne yapılmalı henüz ben de çözebilmiş değilim. sanırım tam güvensiz ya da güvenli hissetmeden biraz da karşındakini gözlemek lazım. sanırım hayatımıza giren kişilere güvenimizi kazanabilmesi için bir şans vermek lazım.