bilen bilir eskilerde her yaz mahalle arasında moda olan akımlar vardır. Bir sene, boruyla ucunda iğne olan külah atma, bir sene turbo sakızının içinden çıkan formula arabalarının resmini biriktirme, diğer sene eti cin'in ambalajını düzgün olarak ayırırsan kabından barbıe ya da akülü araba hayali kurma falan filan.
hızla giderken (ellerini de bırakabiliyorsan anam anam) freni patlak olan bisiklet tekerleğine ayakkabının değdirilmesi ile oluşan doğal fren sistemidir. ayakkabının altı erir tekerlek kabaklaşır. bisiklet geçte olsa durur. O sene sokak modası olan bisiklet sevdası yüzünden, tüm gününü bisiklet tepesinde geçiren haylaz bünyelerin freni olmadığında ayağındaki ayakkabıyı bu uğurda feda etmesidir. ayakkabının altında oluşan şerit halindeki erimeyi baba görünce "o ayakkabı parasıyla bisikletine 50 kere fren yaptırırdık" lafı o zamanlar küfür gibi gelir ve babanın arkasından tek el havada allamm ya hareketi yaptırtan olaydır...
ve babalar her zaman haklıdır, şimdi her kıyafetin altına giyilen değişik renk ayakkabılarımız var fren parasının 50 katı değerinde ama her olaya atlayıp fren yapamadığımız.
Zor be hayat baba, freni kesilen her yaşamda asıl tanrı noktayı koyuyor ya asıl o koyuyor lan bana.
tanım: beyin kıvrımları daha küçükken gelişmeyen çocukların yaptığı olaydır. Yine olsa yine yaparım dedirtir. çocukken yapılan salaklıkların başını çeker. 90 larda dahiyane gelen bir buluştur. hatırladıkça güldürendir.