peşinen şunu söyleyeyim: aslında ister atatürkçü deyin, ister kemalist özde ikisi de aynı kapıya çıkar.
önce "kemalist" tanımının kaynağına bir bakalım. "kemalist" milli mücadelemiz sırasında batı basınının atamızı ve dava arkadaşlarını tanımlamak için kullandıkları bir tabirdi. atamız bu tabire hiçbir zaman itiraz etmedi.
"atatürkçü" ise meclis atamıza atatürk soyadını verdikten sonra kullanılan bir tabirdir.
arada fark var mı? dediğim gibi, öz itibarıyla yok ama geçmişte yaşananlar önemli farklar oluşmasına sebep oldu. ülkemiz 1950'den sonra abd'nin kucağına oturunca ilk fark oluştu. kemalizmin ve tabi ki atatürkçülüğün en önemli esasları "tam bağımsızlık" ve "anti emperyalizm" iken, şunun bunun hizmetinde olan emperyalist uşakları kendilerini "atatürkçü" olarak tanımlamaktan çekinmediler. sırf insanlar nefret etsin diye andımızın orjinal metnini bozup "ey bugünümüzü yaratan ulu atatürk" gibi abuk sabuk ifadeler eklediler.
bir taraftan emperyalizme hizmet ederken, diğer taraftan atamızın halkçılık, devrimcilik, laiklik, devletçilik ve milliyetçilik ilkelerini fiilen tasfiye ettiler. tüm bunları yaparken hala atatürkçü olduklarını iddia ediyorlardı! yaptıklarının üstüne tüy diken ise kenan evren haini oldu. atamızın halkçılık, devrimcilik, laiklik, devletçilik, milliyetçilik ve hatta cumhuriyetçilik ilkelerinden arındırılmış, işbirlikçi, teslimiyetçi, tasfiyeci yönetimini "atatürkçü yönetim" olarak lanse etti. bir taraftan atatürkçülüğü tasfiye ederken, diğer taraftan her yere atatürk heykeli dikip, gardırop atatürkçülüğü propagandası yaptılar.
atatürkçülük maalesef kenan evren ve onun halef ve selefleri tarafından kirletildi. bir çok kişi "atatürkçü" denilince söz konusu halk düşmanı zihniyeti anlıyor.
tabi günümüzde kendisini "atatürkçü" diye tanımlayanlar şu tarif ettiğim kafadadır demiyorum. kahir ekseriyetinin biz kemalistlerden bir farkı yoktur. fakat "atatürkçü" tabiri bunca kirletildiği için, kendimi "atatürkçü" değil, "kemalist" olarak tanımlamayı tercih ediyorum.