yoktur.. başlık altına yazılacak ilk şey neye göre kime göre'dir.. sonra düşünceler peşpeşe sıralanır..
bir insanın dine ve dinle ilgili şeylere inanmıyor olması onun güvenilmez biri olduğunu ya da suç işleme potansiyelinin yüksek olduğunu göstermez. ben inanıyorum ve inancımın davranış boyutu olan ibadetimi yapıyorum namazımı kılıyorum, oruç tutuyorum kısaca inandığım şeyin gerekliliklerini yerine getiriyorum; bir başkası da benim inandığım şeylere inanmıyor ve allah'ın varlığını reddediyor, haliyle ibadet etmiyor. nedir yani ben ibadet ettiğim için ondan üstün müyüm?
öyle sanılıyormuş demek ki ama değil tabi.. tanrıtanımaz kişimiz de ibadet eden kadar ''mükemmel'' olabilir. dinin bizden beklediği daha doğrusu bizim dinden beklediğimiz ''iyi insan güzel dünya'' değil mi? din bize doğru yolu göstermek için indirilmemiş mi? bir güce gerek duymadan doğru yolu bulan insanlar da var. doğru yoldan kasdedilen çalıp çırpmadan, adaletli bir şekilde güzel güzel yaşamak.. savaşların olmadığı, insanların adaleti kendi elleriyle sağlamaya çalışmadığı, kimsenin bir diğerinin hakkını gasp etmediği, ve yine kimsenin kimseden üstün olduğunu düşünmediği gerçek bir seviyeli beraberlik.
şimdi adam tanrıyı tanımıyor diye kötü mü? benim yaptıklarımın hepsini yaptığı halde sırf inanmadığı için ona sen güvenilmezsin, potansiyel hırsızsın, katil zanlısısın vs. demek seni aramızda istemiyoruz diye dışlamak çok mu normal, çok mu iyi, çok mu güvenilir bir şey? yarın bir gün ben yoldan çıksam haraç kessem, ortalıkta ben allah'ın elçisiyim diye dolaşsam hala uslu uslu yaşayan ateist kişiden iyi mi olacağım? tamam o zaman ben allah'a inanıyorum, benim güvenilirlik katsayım diğerlerinden daha yüksek, bana inanın ben allah'ın elçisiyim dediğimde.. burdan böyle bir sonuç çıkıyor..
dinin bir görevi de kanımca insanlardaki inanç boşluğunu doldurmaktır. ben umutsuzluğa kapıldığım zamanlarda, kimseye inancımın kalmadığı zamanlarda benden daha güçlü olduğunu düşündüğüm birine ihtiyaç duyuyorum demek ki.. ama o duymuyor. adam iç dengesini öyle bir kurmuş ki yeri geldiğinde ''ben kimseye secde etmem'' bile diyebiliyor. bunu dedi diye benim ona güvenmemem hatta güvenilmemesi gereken insanlar listesi diye bir liste yapıp kafamdan, bu zerzevatların (!) suç işlemeye yatkınlıklarını sağır sultan bile duydu demem, tüm inananlara ''al bak kutsal kitap gibi mübarek yanından hiç ayırma, kötü yollara sapma'' demem ne kadar mantıklı?
sözün özü, yoktur yatkınlıkları filan.. kimse karışmasın kimin nerde ne şekilde duracağına, ne yapacağına.. herkes bilir zaten. ''inanıyorum ama hala bir boşluk var be abi içimde dolmuyor şerefsiz'' diyenler belki ateistlerle ilgili bu listeyi çoğaltıp gözlerinin önünden hiç ayırmayabilirler. ama kalanlar burda inanmayanları aralarına alıp dinin gerçekte söylemek istediği gibi ''hoşgörü'' içinde yaşamaya devam edecek bazen bir inanana duyduklarından daha fazla güveni duyarak..
hamiş: unutulmamalı ki, kişi asıl anlamını toplum içinde kaybeder.